‘Sefalet Zammını Kabul Etmiyoruz’

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, düşük ücret artışına karşı Türkiye'nin 81 ilinden gelen emekçiler ile Anıt Park'tan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürüdü!

“Sefalet zammını kabul etmiyoruz. Alanlarda sesimizi yükseltiyoruz” şiarıyla düzenlenen eylem, Ankara’da yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Çorum’dan da Birleşik Kamu – İş İl Temsilcisi ve Eğitim-İş Sendikası Şube Başkanı Tuba Demirel, yönetim kurulu üyeleri ve sendika üyelerinin kitlesel olarak katıldığı eylemde eğitim emekçilerinin talepleri sıralandı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu üyeleri, memur ve memur emeklilerine reva görülen zam teklifini protesto etmek için iş bıraktı; Anıtpark’tan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüdü.

Konfederasyon temsilcileri, “İktidarın bizlere dayattığı sefalet zamlarını ve iktidar–yandaş konfederasyon işbirliğini kabul etmiyoruz.

Üretimden gelen gücümüzü kullanarak emeğimize, onurumuza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz!

Haklarımız için alanlarda, masada ve her yerde mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

“İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Halkız, haklıyız, kazanacağız”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Çetelere değil, emekçiye bütçe” sloganlarının atıldığı Anıtpark’taki eylemde açıklama yapan Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, şunları söyledi:

"Elimizde ekmekle geldik çünkü biz bu kavgayı ekmeğimiz için veriyoruz, başka hiçbir talebimiz yok. Evimizde her gün tenceremiz kaynasın, çoluğumuz, çocuğumuz aç kalmasın, ülkemizin ürettiği geliri adil ve hakça paylaşım için bu mücadeleyi yapıyoruz. 23 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarını da uyarıyoruz dedik, ‘bu ülkenin zenginliği varsa bu zenginlik sadece 3-5 milyon azınlığın değil, 85 milyonun hakkıdır’ dedik.

Ülkemizde ekonomik kriz var diyor hükümet. Ekonomik krizi biz yaptık demiyor, 'alın terinizden bu krizin zararını alacağız ve faiz lobisine ödeyeceğiz' diyor. Biz faiz lobisine alın terimizden tek bir damla bile yedirmeyeceğiz. Diyorlar ki: TÜİK enflasyonu her ay düşürüyor. 'Peki, neye göre düşürüyor?' diyoruz. İşte açıklamadığı sepet ürünlerinin fiyatlarına göre kendileri kapalı kapılar arkasında ölçüp biçip diyorlar ki enflasyon düşüyor. E o zaman neden kiralar düşmüyor? Neden marketteki fiyatlar düşmüyor? Neden pazardaki sebze meyvenin fiyatı düşmüyor? Neden ulaşım sektöründeki fiyatlar düşmüyor? Sürekli yükseliyor ve bizleri açlığa mahkum ediyor. Biz TÜİK'in sahte enflasyon rakamlarıyla karşımıza gelen Çalışma Bakanı'nın önerdiği zammı da arkasında duran Maliye Bakanı'nın önerdiği zammı da kabul etmiyoruz. TÜİK'in sahte rakamlarıyla bir iki yıl daha asla kendimizi açlığa ve sefalete mahkum ettirmeyeceğiz.

Zannediyorlar ki 5 yıllığına seçildik. Milletimiz devleti bize tapuladı. Biz Türkiye'nin sahibiyiz. Tarlanın da sahibiyiz. Fabrikaların da sahibiyiz. Ne dersek onu yapmak zorundasınız diyorlar. Biz iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Sizlere sandıkta bu yetkiyi, memurları, emeklileri açlığa mahkum edin diye vermedik. Sizleri o göreve bizleri daha iyi yaşatacak ekonomik politikaları uygulayın diye seçtik. Biz sizin köleniz değiliz.

Sınavlarda dereceye girip mülakatlarda elediğiniz gençlerin 'yanmamız mı lazım?' haykırışlarını duymuyorsanız siz artık başka bir ülkenin insanısınız. Eğer siz, sınavları kazanıp mülakatla elediğiniz insanların yerine parayla verdiğiniz sahte diplomalarla olanları atıyorsanız siz başka bir ülkede yaşıyorsunuz demektir. Yangın uçağı almak yerine saraya defalarca uçak alanların o bir türlü sönmeyen orman yangınlarında birazcık içleri, yürekleri sızlamıyor mu? 70-80 yaşına gelmiş emekliler aç kaldığı için inşaatlarda bekçilik yaparken düşüp ölüyorsa ve sizin bundan vicdanınız sızlamıyorsa siz o koltukları bir an önce terk etmelisiniz.

Artık yeni dönemde bırakın ev almayı, kiralık evlerde oturma hakkımızı bile elimizden almak istiyorlar. Ama en kötüsü de nedir biliyor musunuz dostlar? Geçmişte, gelecek daha mı iyi olacak diye hayal ederdim. Şu an hem buradakilere hem etrafınızdakilere bir sorun bakalım. Kimsenin gelecek hakkında olumlu bir umudu kaldı mı? Hayalimizi ellerimizden çaldılar. Yazıklar olsun.

Şimdi Türkiye'nin yıllık bütçesi bu. Ama memurlara Sayın Maliye Bakanı en son ikinci görüşmede lütfedip bu toplu sözleşme için 36 milyar TL ayrılmış. Yani 6.5 milyon memur ve memur emeklisine diyor ki bu dönem biz size 36 milyar para vereceğiz. Bunu kime nasıl paylaştırırsanız paylaştırın. Emin olunuz, 85 milyona layık gördükleri ekmeğin parçası bu. Biz bu denklemi kabul etmiyoruz. Bu denklemi bozmak için de Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, mücadeleci gücümüzü kullanarak, tüm demokratik haklarımızı söke söke alacağız.” 

İLGİLİ HABERLER