Sokak hayvanlarıyla ilgili yayınlanan yeni kanun sonrası vatandaşların görüşlerini aldık. Vatandaşlar çözümün vicdani ve dengeli bir yaklaşımla sağlanması gerektiği ifade etti.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Süleyman Kamışlı, her canlının yaşama hakkı olduğuna dikkat çekerek barınakların belediyeler tarafından temkinli ve koruyucu bir anlayışla tasarlanması gerektiğini savundu. Yerel ve ulusal basın ile meclis üyelerinin de bu konuda duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Kamışlı, “Vurmak, kırmak, yok etmek çözüm değil. Hem insanlar hem hayvanlar için denge sağlanmalı” dedi
Sokakların hayvanların doğal ortamı olduğunu ancak mevcut barınakların kısıtlı alanlar sunduğunu dile getiren Yüksel Ümit Yılmaz, kediler ve köpekler için şehir dışında, ayrı ve kontrollü barınakların oluşturulması gerektiğini savundu.
Evinde hayvan beslediğini ve sokak hayvanlarının toplanmasına karşı olmadığını belirten Sultan Öztürk, geçmişte yaşadığı olumsuz bir deneyimi hatırlatarak sokakta hayvan olmaması gerektiğini ve barınakların çözüm olabileceğini ifade etti.
Hayvanların da yaşama hakkı olduğunun altını çizen Semra, mahalle aralarına sokak kulübeleri yapılabileceğini ve gönüllülerin destek olabileceğini kaydetti. Hayvanların toplanmasının çözüm olmadığını öne süren Semra Hanım, “Onların da yaşamaya hakkı var. Asıl doğanın dengesini insanlar bozuyor” dedi.
Hayvanların toplanması ya da kapı önlerine mama konulmasına sınır getirilmesinin kendisini çok üzdüğünü aktaran Zeynep Hanım, yakın zamana kadar kedilere ve köpeklere mama verdiğini söyledi. Zeynep Hanım, çözümün şiddet değil, kontrollü barınaklar olabileceğini belirtti.
Barınakların var olması gerektiğini ancak hayvanların zorla götürülmesine karşı olduğunu dile getiren Deniz, hayvanların şehir dışına uzaklaştırılmasının çözüm olmadığını savunarak, kontrollü ve insani bir çalışmayla sonuç alınabileceğini ifade etti.
Sokakta hayvan görmekten rahatsız olmadığını ancak saldırgan hayvanlardan korktuğunu söyleyen Hicran Hanım, “Seviyoruz ama zarar görmelerini de istemiyoruz” dedi
Kedilerle ilgili bir endişesi olmadığını ancak köpeklerden korktuğunu belirten Nazan Gülce, tehlikeli cinslerin kontrollü şekilde denetim altına alınması gerektiğini dile getirdi.
Barınakların çözüm olduğuna inanmadığını ifade eden Fadime, güvenlik endişelerini “Televizyonda gördüklerimiz çok korkutucu. Hayvanların nerede ve nasıl yaşadıklarını bilmiyoruz, bu yüzden bu konuda güvenim yok” sözleriyle anlattı
Hayvanların toplatılmasına karşı olduğunu vurgulayan Şahin, “Ben de hayvanların toplatılmasına karşıyım. Kediler ve köpekler de bizler gibi canlı fakat grup halinde gezen tehlikeli ırkların kısırlaştırılması ve kontrollü salınması taraftarıyım” diyerek fikrini belirtti
Kendisini hayvansever olarak tanımlayan ve toplatılmaya kesinlikle karşı olduğunu öne çıkaran Eray, “Hayvanseverim ve toplatılmasına kesinlikle karşıyım. Elimden geldiğince kapımın önünde hayvan beslemeye çalışıyorum; yanımda kedi maması, köpek maması taşımaya gayret ediyorum. Hayvanların mama yemesinden rahatsızlık duyanları da anlamış değilim. O canlar bir yudum suya, bir kap mamaya muhtaçlar” ifadelerini kullandı
Can taşıyan varlıkların kısıtlanması taraftarı olmadığını kaydeden Kardelen, “Asla toplatılması ve kısıtlanması taraftarı değilim. Çünkü onlar da bir can taşıyor. Herkes kapısının önüne bir kap yemek, bir kap su koysa zaten hiçbir hayvan aç kalmaz diye düşünüyorum” dedi
Soğuk havalarda aç gezen sahipsiz canlar için üzüntü duyduğunu dile getiren Dilek, “Bu soğuk havalarda içimiz acıyor. Aç gezen sahipsiz bir can gördüğümüzde, ‘Bir faydamız olur mu, ne yapabiliriz?’ diye düşünüyoruz. Çözüm olarak toplatılmasını doğru bulmuyorum; yasaklar kontrollü ve vicdani olmalı diye düşünüyorum” dedi.
Sokak hayvanlarının bulundukları ortamda beslenmesi gerektiğini savunan Yaren, “Sokak hayvanlarının sokakta beslenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu dünya sadece bize ait değil. Çözüm için kısırlaştırılmaları ve tehlikeli ırkların kontrollü salınması taraftarıyım” değerlendirmesinde bulundu.
Vahşi ırkların üremesine sınır konulması gerektiğini düşünen Yağmur, kapı önlerine mama konulmasının bir sakıncası olmadığını belirterek “Vahşi ırkların üremesine sınır konulması düşüncesindeyim. Kapı önlerine mama konulmasının hiçbir sakıncası olmadığını düşünüyor ve toplatılma ile beraber doğanın dengesinin bozulacağını düşünüyorum” diye konuştu.