İstanbul Atlas Üniversitesi Kurumsal İletişim Daire Başkanlığı İş Geliştirme ve Tanıtım Müdürü Seda Kahraman, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sürecinde tercihte bulunacak adayların dikkat etmesi gereken önemli konular hakkında görüşlerini paylaştı. Kahraman, bu yıl YKS'ye başvuran aday sayısının önceki yıla oranla düşmesinin olumlu ve olumsuz yanlarını değerlendirdi.
Başvuru Sayısındaki Düşüşün Etkileri
Kahraman, bu yıl YKS’ye katılacak öğrenci sayısının geçen yıla göre azaldığını, bunun abartılmaması gerektiğini ifade etti. Bu durumun, üniversitelerin kontenjanlarıyla bir arada değerlendirildiğinde potansiyel olarak yeni fırsatlar sunabileceğini belirtti. Yıl içinde yapılan açıklamalara göre, 2025 YKS’ye 2,5 milyonun üzerinde aday katılacak. Geçen yıl ise yaklaşık 3 milyon kişi sınava başvurmuştu. Bu yıl daha az adayın sınav için başvurması, bazı avantajlar doğurabileceği gibi, farklı profillerde zorluklar da ortaya çıkarabilir.
Kontenjanlar ve Rekabet
Kahraman, kontenjanların geçen yılkiyle aynı kalması veya artış göstermesi durumunda, adayların birkaç avantaj elde edebileceğini dile getirdi. Düşük rekabetin, öğrencilerin seçme şansını artırabileceğine inandığını belirtti. Ancak kontenjanların azalması durumunda, sonuçların etkisinin daha nötr kalabileceğini de ekledi. Öğrencilerin özellikleri ve başarı puanları, tercih yaparken daha belirleyici unsurlar olarak öne çıkmalıdır.
Tercih Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Adayların tercihlerini yaparken başarı sıralamalarını dikkate alması gerektiğini vurgulayan Kahraman, puanların her yıl değişim gösterebileceği için daha istikrarlı bir ölçü olarak sıralamaların kullanılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, adayların tercih listelerini geniş tutmalarının önemli bir strateji olduğunu da belirtti. Tercih listelerinde, üst ve alt sıraları iyi belirlemek ve 2-3 bölüm gibi istenen programları başarı sıralaması daha yüksek olan bölümlerle birleştirerek sıralama yapılması gerektiğini söyledi.
Yanlış Tercih Yapmanın Zararları
Kahraman, tercih yaparken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi. İstenmeyen bölüm veya üniversitelerin listelere alınmasının sıkça karşılaşılan bir hata olduğunu belirtti. Adaylar, “Son sıralara yazarım, zaten gelmez” gibi düşüncelere kapılmamalıdır; çünkü istenmeyen programların yerleşme ihtimali her zaman mümkündür. Bu durum, öğrencinin ileriki yıllarda ortaöğretim başarı puanının olumsuz etkilenmesine yol açabilir.
Okul Birincileri İçin Fırsatlar
Okul birincileri için ayrılan kontenjanların doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, mevcut avantajların en iyi şekilde kullanılmasını önerdi. Bu kontenjanların yalnızca lise son sınıf öğrencileri için geçerli olduğunu hatırlatarak, adayların ilgileriyle özdeşleşen bölümlere yönelmeleri gerektiği üzerinde durdu. Adayların, karar verme sürecinde uzmanlardan destek almalarının büyük önem taşıdığını belirtti.
YÖK Atlas Verilerinin Önemi
Tercih listesi oluşturulurken YÖK Atlas verilerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Kahraman, mevcut verilerin analiz edilmesinin ve doğru yorumlanmasının kritik olduğunu ifade etti. Adayların, tercihlerini oluştururken kendilerini mutsuz edecek hiçbir bölüm veya üniversiteye yer vermemeleri gerektiğini vurguladı. Yapmak istedikleri işler ve ilgi duydukları alanlar, tercih sürecinde önemli bir rehberlik sağlamalıdır.
Ailelerin Rolü ve Tercih Dönemi Stresi
Kahraman, tercih dönemi boyunca ailelerin sakin kalmaları ve çocuklarına destek olmak için bu durumu yansıtmaları gerektiğini belirtti. Ailelerin, çocukların hayalleri, yetenekleri ve geleceği hakkında olan katkılarının önemine değindi. Tercih süreci ile ilgili tüm düşüncelerin ortak bir alanda tartışılması gerektiğinin altını çizen Kahraman, iletişimin sürekli açık olmasının önemli olduğunu söyledi. Bu dönemde, adayların üniversite kampüslerini ziyaret ederek akademisyenlerle ve öğrencilerle etkileşimde bulunmalarının sosyalleşme ve karar verme aşamasında önemli katkılar sağlayacağına dikkat çekti.