HABER GÖNDER
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Azimli’nın yönettiği panele konuşmacı olarak Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Zeki İşcan, Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Mehmet Şahin ve Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cemil Hakyemez katıldı.
Öğretim üyeleri ve ilahiyat fakültesi öğrencilerin izlediği panelde açılış konuşmasını Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Şaban Haklı yaptı. Günümüzde Ortadoğu’ya bakıldığı zaman riskli ve ateşli bir ortamın yaşandığını belirten Haklı, güvenli bölgelerin de Ortadoğu’daki ateşin içerisine çekilmek istendiğini kaydetti. Haklı “Önemli olan Ortadoğu’daki mezhep anlayışları ve siyasete yansımasıdır. Bunların başında da selefilik gelmektedir” dedi.
İslam’ın savaş dini, peygamber efendimiz Hz. Muhammedi’n de medeniyet inşa ede bir kişi değil de savaşçı olarak algılatmak istendiğini belirten Haklı, bu konuyu düzenledikleri panelde ele alacaklarını ifade etti.
‘Siyasi ve Mezhebi Dengeler Açısından Ortadoğu’ konulu panelde açılış konuşmasının ardından panelistlere söz verildi. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Azimli’nın yönettiği panele konuşmacı olarak katılan Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Zeki İşcan “Radikal dini grupların ideolojik zırhı olarak selefilik”, Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Mehmet Şahin “Ortadoğu’da devlet dışı aktörler”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Cemil Hakyemez ise “Ortadoğu’da mezhep dengeleri”, konularında görüşlerini ortaya koydu.
Siyasi ve Mezhebi Dengeler Açısından Ortadoğu’ konulu panelde ilk konuşmayı Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Zeki İşcan yaptı.
“Arap baharı dedikleri durumun İslam’ın kışı haline geldi” diyerek konuşmasına başlayan İşcan, 11 Eylül ile birlikte pek çok insanın İslam dinini terörün temel kaynağı olarak değerlendirmeye başladığını ve İslamcı şiddet taraftarların da gerçekleştirdikleri şiddet eylemlerini din adına yaptıklarını iddia ederek bu durumu daha fazla zorlaştırdıklarını söyledi.
Bugün İslam ve terör kavramlarının aynı cümle içerisinde kullanıldığını kaydeden Prof.Dr. Zeki İşcan “Kökten dinciyi Müslüman sözcüğünün alışılmış bir tamamlayıcısı gibi değerlendirme yaygınlaşmıştır. Batıda bu tür durumlar İslam bir virüstür anlayışı ile yaklaşmaktadır. Günümüzdeki şiddet hareketleri siyaset yapma hareketi haline gelmiştir. Müslümanlar Allah’ın zorba oğullularıdır. Gibi tanımlar yapılmaktadır. Bu ve benzeri tanımlar, terörizmin İslam’a ilişki bir olgu olarak kurgulanmıştır. Madem şiddet İslam’ın yapısal durumunun bir sonucudur neden İslami şiddet 1980’li yıllara kadar yoktur. Cihat çağrısı 1980’den sonramı keşfedildi. Şiddet kürselleşmenin bir sonucu olarak görülmektedir. Terörü, küreselleşmenin bir gereği olarak görmek yeni bir görüştür. Bu ortaçağda bile bu görüş yoktur. Dolayısıyla böyle bir ideolojinin kaynağını aramak istiyorsak, Avrupa’nın devrimci anarşistlerine bakmak lazım. Yaygın ifadelerden birisi de şudur İslamcı faşistler modern değerlerimize saldırmaktadır. Bu cümle bile İslami şiddet denilen durum modern bir ideoloji olarak faşizme dayandırılması açısından önemlidir” dedi.
Şiddete bulaşan cihatçıların İslam kökenli olmadıklarına ve çoğunun batıda yetiştiğine dikkat çeken Prof.Dr. Zeki İşcan, bu kişilerin kendi ülkelerinde, ailelerinde ve geleneklerinden kopmuş kişiler olduğunu söyledi. İşcan “İslami şiddet dolayısıyla kopmanın sonucudur geleneğin ve kültürün sonucu değil tam aksine kültürsüzlüğün sonucudur. Fransız çocuklar ani değişimle radikal İslamcılığa girmişlerdir. Aileleri ile bağlarını koparan cihatçılar Müslüman geleneğinden yetişmemişlerdir. Hiçbiri kendini dine ve ibadete kaptırdığı bir geçmişi yoktur. Yüzde 90’ı en az iki kuşaktır Fransızdır, Fransa’da yetişmiştir. Ancak yüzde ikisi camide bir hoca aracılığı ile radikalleşmiştir. Sorun İslam’ın radikalleşmesi değil daha ziyade radikal isyanın İslamileşmesi sonucudur” şeklinde konuştu.
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA