Demokratikleşme hamleleri bakımından eylem planını olumlu bulduklarını belirten Lafcı,”İstihdamın artırılması, buna kamunun öncülük etmesi, istihdamda da sözleşmeli personelin kadroya alınmasına öncelik verilmelidir. Yıpranma payının mutlaka 2016 yılı içinde hayata geçmesi, ek ödemelerin emekliliğe yansıması da öncelikli taleplerimiz arasındadır” dedi.
Birçok başlık altında açıklanan paketin, istikrar umuduyla oy vermiş vatandaşların beklentisini karşılaması açısından önemli olduğunu söyleyen Lafcı,”Paketin açıklanmakla kalmaması, kararlılıkla uygulanmasını önemsiyoruz. Ülkenin büyümesi, refah payının artması bütün vatandaşlarımızla birlikte kamu görevlilerinin de ekmeğini büyütecektir. İstihdamın artırılmasına kamunun öncülük etmesini, kamu hizmetlerinin kamu görevlileri eliyle verilmesini istiyoruz. Bu sebeple, kamuya alınacağı açıklanan kadrolar daha da artırılmalı, sağlık alanında bu rakam en az 30 bin olmalıdır. Bu yapılırken de öncelik, şu anda kamuda asıl işi yapan vekil ebe hemşire, 4/B, 4/C, Kamu Dışı Aile Sağlığı Çalışanları’na verilmelidir. Ayrıca, yıllarca atama bekleyen branşlarda da istihdama gidilmeli, yetişmiş iş gücü ve emeğin zayi olmasının önüne geçilmelidir” dedi.
Yıpranma payının, önce sözünü aldıkları, toplu sözleşmede de imza altına aldırdıkları bir başka öncelikleri olduğunu dile getiren Lafcı, “Eylem Planı’nda yer almamasını, zaten kabul edilmiş ve üzerinde çalışılıyor olmasından kaynaklı olduğuna inanıyoruz. Toplu sözleşmede yıpranma payı için oluşturulmasını sağladığımız Bilim Kurulu çalışmalarına başlamış, en kısa sürede de çalışmalarını tamamlayacaktır. Sağlık-Sen olarak amacımız, bütün sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını kapsayacak bir düzenlemenin yapılmasıdır. Bunun yanı sıra, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması konusunda da adım atılmalı, eylem planında yer almayan bu konu hükümetin icraat ajandasında yer almalıdır. Ek ödemeler emekliliğe yansıtılarak, sağlık çalışanlarının emekliliğinde yaşadıkları mağduriyet giderilmelidir. Sonuç getirici, caydırıcı tedbirlerin alınması ve bu tedbirlerin yasalarla güçlendirilerek uygulanması gerekmektedir. Şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasına yönelik yasa çıkmış olmasına karşın, tutuksuz yargılama yapılmasını anlamak mümkün değildir. Şiddet uygulayanların 6 ay süreyle sosyal güvenlik harcamaları kurumu yerine, şahsın kendisi tarafından karşılanması mutlaka hayata geçirilmelidir. Pakette yer alan demokratikleşmeye yönelik adımlardan vazgeçilmemesi gerekir. Darbe dönemlerinden kalan antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını destekliyoruz. Bunların yerine demokratikleşmenin önünü açacak yeni düzenlemeler yapılması gerekir. Yeni vesayet sistemleri oluşturulmaması gerekir. Ayrıca pakette yer alan, temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edileceğinin açıklanması bizleri sevindirmiştir. Demokratikleşmenin önünü açacak ve güvencesi olacak yeni anayasa için TBMM’de mutabakat sağlanarak toplumun beklentisinin ortak sorumlulukla karşılanması gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.