İMSAK'A 02:00
HABER GÖNDER
Şerefin kazanılması ne kadar kolay ise, kaybetmek ondan daha kolaydır demiştik.
Dikkatle, düşünerek ve isteyerek tırmandığımız şeref basamaklarından bir anlık dikkatsizliğimiz bizi taa dibe düşürebilir.
Bu itibarla çevremizde olup bitenleri çok dikkatli izlememiz; olayların, davranışların nedenlerine iyice eğilmemiz, zorunludur.
Bir söz vardır “yörük kesesinden kurban adanmaz” diye!..
İşte şerefini veya şerefliliğini, yörük kesesinden kestiği kurbanlarla sağlamaya çalışanları, ayrı bir dikkat ve ayrı bir gözle incelemekte büyük fayda vardır.
Bir hayır kurumuna yardım etmek, bir okul, bir çeşme, bir hastahane yaptırmak, kişiye çok yönlü şeref kapılarını açar. Çevresine yardımcı olan her insan için bu böyledir.
Ne var ki; “çevreye yardım amacıyla yapılan” bu eserlerin yapımı için
sarfedilen maddi değerin menşeini de bilmek, araştırmak gereklidir.
Kıtlık yıllarında şekeri, unu, tuzu karaborsadan satarak, elde edilmiş bir maddi varlığın, aradan üç beş yıl geçtikten sonra bir kısmının, çevreye yardım kurumu diye ortaya konması, düpedüz çevrenin gözünü boyama anlamındadır.
Bilinmesi gerekir ki yitirilen şeref, bir süre sonra aldatmaca ve göz boyamacalarla yeniden kazanılamaz.
Art niyetlerle, gizlilik ve kandırmaca ile şerefliliği bir arada yaşatmaya imkân yoktur.
Böylesi cambazlıklarla kazanılan şey; şeref değil, tam tersidir.
İşte şeref kazanmak veya şeref kazandığını kabul ettirmek durumunda olanların karşısında “gerçek şeref” adına çok dikkatli bulunmamız zarureti vardır.
Her insanın yapısında ve yaradılışında mevcut olan “şeref” gibi yüce kavramların, sadece ve sadece bir veya birkaç kişiye mahsus olmadığını iyice bilmek durumundayız.
Her insan şereflidir. Hiç kimseyi bir başkasına oranla daha az şerefli veya daha çok şerefli kabul etmeye imkân yoktur. Ancak bazılarımızın bu insanca özellikle pek ilgilenmediği, bazılarımızın ise bu yolda bir şeyler bulmaya uğraştığı da bir vakıadır.
Anormal ve tehlikeli olan ise, aslında şeref ve haysiyetle bağdaşmayacak düşünce, tutum ve davranışlar içinde olup da bunları “şeref” yaygarası veya uyutmacası ile ortaya koyanlardır.
İşte toplum içinde, bireylerde ortaya çıkan dalgalanmalar ve huzursuzlukların temelinde bu gerçek yatar.
Eğer biz şerefimize sahip olmanın ve onu insanca yollarla geliştirmenin bilincinde isek, eğer biz söze değil yapılan işe önem vererek bir takım sonuçlara varmanın alışkanlığını kazanmış isek ve eğer biz gözlerimize lâf kalabalığı île çekilen siyah perdeyi açma diriliğini gösterirsek; şeref, ardında tüm insanlığın huzuru ile ortaya çıkacaktır.
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA
VAKA
İYİLEŞME
ÖLÜM
AKTİF VAKA