Ah Şu Kurslar!

Abone Ol
Ah Şu Kurslar!                 Etrafımızda ne kadar fazla kurs enflasyonu olduğunu bilmem fark ettiniz mi? Bizim çocukluğumuzda aranır dururduk bir yerlerde kurs olsa da zamanımızı değerlendirebilsek diye. Şimdi ise tam tersi bir durum oluştu sanki. Artık kursların bir yenisi daha eklenmesin listeye diye dua eder olduk. En çok anne ve babaları etkiliyor bu durum. Evet, tadında olmak şartıyla kursa gidilmeli, sosyalleşmeli birey fakat dozu kaçınca biraz insana yük olmuyor değil doğrusu. Eğer çocuğunuz artık yetişkin bir birey olmuşsa kendi sorumluluklarını kendi taşıyabiliyorsa, toplu taşıma ya da bisiklet gibi kişisel vasıtalarla bir yerden bir yere gidip gelebiliyorsa çok şanslı bir ebeveynsiniz. Fakat henüz küçük yaşlarda ise çocuklarınız, her şey anne ve babanın sorumluluğu altında ise, Allah kolaylık versin temennisinde bulunmaktan başka maalesef elimden bir şey gelmeyecek. O temenninin içerisine kendimi ve eşimi de dahil etmek durumundayım. Çünkü çocuklarımız henüz çok ama çok küçük. Bir kursa gelip gitme noktasında halen bize muhtaçlar. Bu durum yoğun mesai temposu içerisinde olan bizi de oldukça etkilemekte. Şu an aktif olarak devam ettikleri kurslar arasında kuran kursu, basketbol, futbol, futsal gibi kurslar bulunmakta. Allah’tan kuran kursu evimize çok yakın bir mesafede olduğu için sitedeki çocuklarla koloni halinde gidip gelebiliyorlar. Diğer kurslara ise yeri geldiğinde annesi, müsait olduğum zamanlarda ise babaları yani ben iştirak edebiliyorum. Fakat kursların temposu arttıkça benim de sinir katsayımda artış olmuyor değil. “Şurada yeni bir kurs açılmış, gidebilir miyiz baba?” dediklerinde artık tüylerim diken diken oluyor ve istemsizce bir savunma geliştirme çabası içinde bulunuyorum. Mesele çocukları kursa getirip götürme durumu da değil sadece. Her kurs ortalama 1-1,5 saat sürüyor ve aynı gün içinde birden fazla kurs olduğunu düşündüğümüzde ve dahası bu kursların haftada birkaç kez tekrar ettiğini düşündüğümüzde ve dahası bunu ayda 4 hafta yılda ise 50 küsür hafta ile çarptığımızda bir de buna birden fazla çocuğun farklı kurs dilimlerini eklediğimizde değme matematikçilerin içinden çıkamayacağı bir sorunsal ortaya çıkmakta. Ben yazarken siz okurken yoruldunuz değil mi sevgili okur. Bir de icraata döküldüğünde karşılaştığınız sorunlar da işin cabası. İşte tüm bu bahsettiklerime ilişkin başta belediyeler olmak üzere, tüm STK’lara buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Allah’ını seven kurs enflasyonuna dur desin! Kurs kelimesini ilk duymam sanırım ortaokul çağlarıma uzanıyor. Mahallemizde bir duyum almıştık. İlimizdeki halk eğitim merkezi bağlama kursu verecekti ve kişisel bir bağlama ile herkes bu kursa katılacaktı. Üstelik kurs tüm halka açık ve ücretsizdi. Bu çağrıyı kulak ardı etmeyip birlikte gitmemiz gerektiğini söyleyen arkadaşa, ne işimiz var demiştim. O ise benim bu reddedişime inat seneler boyu o kursa devam etti. Şu an bir mühendis olarak yaşamını sürdürmekle birlikte müzisyen olarak da korolarda sahne almakta ve sanırım çalamadığı çok az enstrüman bulunmakta. Belki ilerleyen süreçte hayatını tamamen müzik ile idame ettirmeyi plânlamakta. Bir kurs konuyu nerelere getirebilir mevzusunun ayan beyan örneği aslında bu anlattığım olay. Zamanında sanırım seçeneğimiz azdı kurs alternatifleri noktasında. Az ile yetinip istikrarı kovalıyorduk. Şimdi ise seçenek sayısının artması kurslara maymun iştahı ile saldırmamızı ve sanki tam anlamıyla verim alamamamızı da beraberinde getiriyor. Oysaki bir ya da ikisine odaklansak, kurs istikrarını korusak, tüm motivasyonumuzu verebilsek her şey daha güzel olabilecekmiş ve yaşattığımız bu koşuşturmacaya da değecekmiş gibi geliyor. Çocuğu kurstan alma vaktim geldiği için yazıyı burada sonlandırıyorum dostlar. Kalın sağlıcakla.