Düzce Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tansu Sav, yaz aylarında görülen aşırı terlemenin, eğer uygun ve zamanında tedavi edilmezse, akut böbrek hasarını tetikleyebileceğini ifade etti. Akut hasar, ilerlediğinde kalıcı böbrek hastalığına yol açabilecek ciddi bir sorundur.
Terlemenin Etkileri ve Su Kaybı
Prof. Dr. Sav, yaptığı açıklamada yaz aylarında hava sıcaklığının artmasıyla birlikte artan terleme sonucu vücudun su kaybına uğradığını belirtti. Bu durum, vücutta su eksikliğine yol açarak böbrek işlevlerinde düşüşe neden olabilir. Akut böbrek hasarı, zamanında müdahale edilmediği takdirde kalıcı hastalıklara yol açabilecek bir durum olarak öne çıkmaktadır. Özellikle yaşlı bireyler, çok sayıda ilaç kullanan hastalar, şeker hastalığına sahip olanlar ve kalp rahatsızlığı bulunan kişiler için bu durum çok daha tehlikeli hale gelmektedir. Ayrıca, yüksek tuz tüketimi ve ağrı kesici ilaçların kullanımı da kimyasal dengenin bozulmasına yol açarak böbrek sağlığını tehdit edebilir.
Sıvı Kaybının Belirtileri
Sav, sıcak havalarda kaybedilen sıvıların yeterince telafi edilmemesi durumunda herkesin böbrek rahatsızlığı riski ile karşılaşabileceğinin altını çizerek, özellikle kalp, şeker hastalığı gibi mevcut sağlık sorunları bulunan insanların daha fazla tehdit altında olduğunu ifade etti. Vücut su miktarındaki azalma, idrar miktarını doğrudan etkileyerek yoğun ve koyu sarı renkte idrara yol açabilir. Bu tür bir durumla karşılaşıldığında, derhal sıvı alımının artırılması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, bulanık veya kanlı idrar, sağlık sorunlarının belirtisi olabilir ve acilen bir uzmana görünmek gerekliliğini doğurur. Gece boyunca sıvı alımına dikkat edilmediği halde sık idrara çıkma da potansiyel böbrek rahatsızlıklarının bir işareti olabilir ve mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Kronik Hastalık Sahipleri için Uyarılar
Kronik hastalığı olan bireyler için, aşırı sıvı kaybının önlenmesi adına günün en sıcak saatlerinde dışarı çıkmamaları ve sıvı kaybından kaçınmaları gerektiği yine Prof. Dr. Sav tarafından belirtildi. Efor gerektiren fiziksel aktiviteler ve yoğun spor faaliyetleri, bu bireyler için risk oluşturduğundan mümkün olduğunca kaçınılması önerilmektedir. Ayrıca, bireylerin gündelik sınırlarını bilerek hareket etmesi önemlidir. Aksi takdirde, sağlık sorunlarının ilerlemesi riski artabilir.
Tüketilmesi Gereken Günlük Sıvı Miktarı
Prof. Dr. Sav, günlük sıvı alımının kişisel bir durum olduğunu belirterek, normal hava şartlarında bir bireyin ortalama 1,5 litre sıvı almasının gerektiğini ifade etti. Ancak bu miktarın, günlük aktiviteler ve kaybedilen sıvı miktarı ile doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı. Susama hissinin, vücutta su eksikliğinin bir göstergesi olduğunu belirten Sav, bu durumda mutlaka sıvı alımının artırılması gerektiğini söyledi. Ancak, bazı kalp hastalığı veya diyaliz tedavisi gören hastalarda aşırı sıvı alımının tehlikeli olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Bu nedenle, hastaların, hangi miktarda sıvı alımları gerektiği hakkında doktorları ile görüşmeleri gerektiği ifade edildi.
