Elektrikli Bisiklet
Elektrikli Bisiklet
Son dönemde moda olan bir tabir var, minimal yaşam dedikleri. Türkçesi, bütün yüklerden kurtulmak, belindeki kamburu atmak olan bu yeni yaşam tarzı bize yeni bir konfor alanı açtığını ifade ediyor. Hem de ücretsiz denilebilecek kadar ucuz bir yaşam tarzı.
Ben de şu sıralar bu akıma dahil oldum denilebilir. Denilebilir diyorum çünkü henüz tam anlamıyla dahil olmuş değilim. Bir ayağım içerde öteki ise dışarıda. Elektrikli bisiklet sanırım bu hayata adımın ön koşulu. Özellikle dünya genelinde artan yakıt fiyatları ve petrol ürünlerinin iklimi olumsuz yönde etkilemesi benim de şu sıralar alternatif kaynaklara yönelmemi sağladı. Her gün en az 20 km mesafede araba kullanmam, her yere bir araç ile gitme durumu beni oldukça rahatsız etti. Olaya sadece ekonomi ve çevresel etkenler bağlamında bakmak da eksik kalacaktır. Peki ya sağlık durumumuz? Yıllar geçtikçe artan obezite rahatsızlığı ve ona bağlı diğer hastalıkları görmezden gelemeyiz. Tüm bu gelişmeler benim araba ile olan ilişkime bir mesafe koymam gerektiğini tekrar hatırlattı ve böylece bendeniz bir elektrikli bisiklet sahibi oldum.
Henüz yolun başında olmama karşın elektrikli bisiklet ile iyi bir frekans yakaladığımızı söyleyebilirim. Otopark sorunum yok, geç kalırım kaygısı taşımıyorum. Üstelik güzel havalarda efil efil esen tatlı rüzgâr eşliğinde seyahat etmenin konforunu iliklerimde yaşıyorum. Aslında bir bisiklet ile ilk defa haşır neşir oluyor değilim. Elektrikli bisiklet sürücüsü olmadan evvel pedal gücü ile çevirdiğim klasik bir bisiklete de sahiptim. Hem de en az 8 yıldır kullandığım bir bisikletten bahsediyorum. Arkasında bebek taşıma koltuğu olan 21 vites bir bisiklet. Onunla da keyifli zamanlar geçirdiğimi söyleyebilirim fakat son zamanlarda iş tempomun artması ya da mesai yoğunluğu gibi durumlardan artık kullanamaz duruma gelmiştim. Buna ev ve iş arasındaki mesafemin artış göstermesi ve bu mesafenin eğiminin de fazla olması manuel bisiklet ile arama bir süredir mesafe koymamı gerektirmişti. Bir de özellikle yaz günlerinde, sıcak havada pedal çevirmenin etkisi ile oluşan ter salgı bezleri hepten klasik bisikletten soğumama sebep oldu diyebilirim.
İşte elektrikli bisiklet fikri tam da bu esnada zihnimde cereyan etti. Hemen malum üç harfli zincir mağazalardan birinde bulduğum güzel mi güzel bir elektrikli bisikleti edindim. Öncesinde birkaç sosyal medya videosu haricinde pek de bilgi sahibi olmadığım bir ürün için koşulsuz bir itaat ile satın alma sürecimi tamamladıktan sonra kurulumunu yapıp sürüş moduna geçtim. Yaklaşık 2 km mesafede ki çarşı-iş arası bir mesafedir ne kadar doğru karar verdiğimi fakat bu kararı vermekte de aslında ne kadar geç kaldığımı, yani hem başarıyı hem de geç gelen bir galibiyetin üzüntüsünü yine kendime pay edip yolculuğumu tamamladım. Sevinçliydim çünkü anlamıştım ki maksat hasıl olmuştu.
Minimal yaşam için yazımın başında yüklerinden kurtulmak tabirini kullanmıştım ya işte şu an tam da o hissiyat içerisindeyim. Üzerimden büyük bir yük kalktı sanki. Kendimi fiziksel ve mental anlamda daha zinde hissetmekteyim. Sanırım artık ekonomik, ruhsal, fiziksel ve çevresel anlamda daha özgürüm diyebilirim.