Koyun Can, Kasap Et Derdinde…

Ankara’da malumun ilanı oldu ve yönetim hariç herkesin istediği play-off hayal oldu. 35’inci haftadaki Amed SF yenilgisi sonrası erişilemeyecek kadar uzaklaşılan play-off potası bu maç ile birlikte mucizelere kaldı. Kimse de mucize peşinde olmadığı için bu haftaki Şanlıurfaspor maçı ile de play-off ihtimali matematiksel olarak da son bulacaktır. Kırmızı-Siyahlılar ligi zaten geçen haftaki maç ile bitirmişti.

Abone Ol

Amed SF yenilgisi sonrası bazı hayalperestler ve konuya çok hakim olmayanların söylemlerinin aksine takımın play-offlara gidemeyeceği çok belliydi. Konuya aynı gözler ile bakanlar, Ankaragücü ile oynanacak maçın da kazanılacağını düşünüyordu. Bu maç ile ilgili yaptığı çeşitli sohbetlerde kulağıma gelen bazı “iddialar” da beni üzmüştü. Bu maçı biraz daha dikkatli izleyince, “O iddialar acaba doğru mu” düşüncesine kapıldım. Hem maçta gördüklerim hem de Tuncay Şanlı’nın o cümleler ile istifa etmesi o iddiaları olgunlaştırdı. Maç sonunda da tabii ki herkes fikrini önemsediği insanlara maç ile ilgili düşüncesini sordu, ben de size sormak isterim …
Cevap Bekleyen Sorular
Haydi diyelim maç önü konulaşanlar Türk futbolunun klasik dedikodusu diyelim ama maç içinde gördüklerim bana biraz garip geldi. Beş eksiği ve 18 yaşındaki üçüncü kalecisi ile sahaya çıkan ve yedi maçtır kazanamayan rakibe karşı bu kadar pasif bir futbolun gerekçesini arıyorum ama bulamıyorum. Siz bulabildiniz mi?
Ahlatcı Çorum FK’nin kazandığı penaltı sonrası bazı Kırmızı-Siyahlı futbolcuların verdiği reaksiyonları ben pek beğenmedim. Takım pek o bildiğimiz Tuncay Şanlı takımının çok dışında bir ruh halindeydi. Kazansan play-off mücadeleni sürdürebileceğin bir anda oradaki reaksiyonları siz sevdiniz mi mesela?

Bana en garip gelen şey ise maçın 45+5’inci dakikasında Ankaragücü’nün geçersiz sayılan golün pozisyonu oldu. O pozisyondaki oyuncuların “çizgisi”ne dikkatli baktığınızda size de bir şeyler garip gelecek mi?

Peki ya Tuncay Şanlı’nın açıklamaları … Amed SF maçı da dahil oyuncu grubunu öven Tuncay Hoca ne oldu da bu maçın sonunda soyunma odasında ve maç sonu basın toplantısında bu oyuncu grubu ile çalışmak istemediğini söyleyerek istifa etti sizce?
Son sorum ise … Geride kalan haftada Ankaragücü’ne can verdik, peki bu hafta Şanlıurfaspor’a ne yapacağız? Sizce rakibimiz can derdindeyken biz et peşinde mi olacağız?

Kulüp Kimin?
Gelelim Süleyman Burak konusuna… O maçta kırmızı kart görmemesi de aldığı dört maçlık ceza da birçok kişi gibi beni de oldukça şaşırtı. Futbol disiplin kurulu yönetmeliğini bildiğimden değil de daha önceki yaşanan olaylar ile kıyasladığımda 10 maça yakın bir ceza bekliyordum, yanıldım. Bu konudada dikkatimi asıl çeken şey, taraftar ile yönetim arasındaki görüş farklılığı oldu. Taraftar, Burak Süleyman’ın arkasında durulmasını isterken yönetimin tavrı taraftarınki ile pek örtüşmedi. Taraftar, kulüp oyuncusunun ve bazı farklı sebepler ile Burak’ın desteklenmesi gerektiğini savunurken; yönetim ise “Oyuncumuzun sergilediği bu tutumun savunulacak bir yanı yok” cümlesini içeren bir açıklama yaptı. Hatta bu açıklamadan sonra kulüp logosu önünde bir özür videosu da yayınladı. Bu olaylardan sonra ise hiçbir şey değişmedi.
Bir soru da bu konu ile ilgili sorayım: Normalde böyle mi olması gerekir?
Kulüplerin gerçek sahibi taraftar değil miydi? Çorum FK’nin taraftarı mı yok, yoksa endüstriyel futbol böyle bir şey mi?