ANA- BABAYA İYİLİK

Yayınlama: 26.04.2024

ANA- BABAYA İYİLİK

Aile; toplumun temel taşıdır.  Ailenin temelini oluşturan ana baba toplumu ayakta tutacak, toplumu güçlü kılacak temel bir güçtür.

Allah ve Resul’üne itaatten sonra ana-babaya itaat gelir.  Ana-babalar bizim varlık sebebimizdir. Yüce Mevla, ayetlerde kendi hakkının peşinden hemen anne-babanın hakkını zikretmiş ve Kuranı Kerim’de şöyle buyurmuştur;

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.  Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of “!  bile deme, onları azarlama,  ikisine de güzel söz söyle.  Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara öyle rahmet et!”  diyerek dua et”.  (İsra, 23-24) bundan daha güzel bir ifade olamaz.

Ana-babalar veli nimetimiz, ana-babaya iyi davranmak ise cennet vesilesidir. Sevgili Peygamberimizden anne-babaya iyiliği tavsiye eden çok sayıda hadis rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre (RA) şöyle anlatıyor;

Allah Resul’ü (SAV) bir gün; “Burnu yere Sürünsün!  Sonra burnu yere sürünsün” bunu üç kere tekrarladı!

-Kimin (burnu yere sürünsün) ey Allah’ın Resulü? diye sorulunca şu açıklamada bulundu:

“İhtiyarlığı anında ana-babasından birine yahut her ikisine yetişip de onların hayır dualarını alıp cennete giremeyenin”. (Müslim, Birr)

Ana-babanın cenneti kazanmayı insana kolaylaştırdığı, anne-babası yanında ihtiyarladığı halde cenneti kazanamayanların bedbaht insanlar olduğu, hadiste açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Allah katında en değerli ibadetin, vaktinde eda edilen namazdan sonra ana-babaya iyilik olduğu ve bunun onları cennete sokacak bir amel olduğu, ana-babanın izni olmadan cihada bile gidilmemesi gerektiği hadislerde vurgulanarak ana-babaya hizmet ve itaatin önemine dikkat çekilir.

Peygamber (SAV) efendimiz bir gün;

“Size günahların en büyüğünü söyleyim mi?” diye üç kere sordu.  Bunun üzerine sahabe, evet ey Allah’ın Resulü dedi. Peygamber efendimiz:

“Allah’a ortak koşmak, ana-babaya isyan etmek ve eziyet etmektir.”  buyurdular.  (Buhari, Edeb)

İnsanı terbiye eden ana-babasıdır. Onları imkanları ölçüsünde yetiştirmeye çalışmaları her zaman takdire şayan bir durumdur. Anne hamile kaldığı andan itibaren sıkıntı çekmeye başlar. Doğumda kolay bir hadise değildir, hayati tehlikeyi beraberinde getirir.  Doğum sonrasında hayatını kaybeden anneler çoktur.  Evladını dokuz ay karnında, büyüyene kadar kucağında taşır. Tahammülü zor bir imtihandır. Esas hizmet doğumdan sonra başlar; Çocuğun doyurulması (iki yıl süt verir), giydirilmesi, temizliğinin yapılması terbiye edilmesi vs.  yıllarca sürecek bir hizmet dönemi başlar. Babada bir çok zahmetlere katlanıp, idare ve iaşe temin eder.  Dinini ve imanını öğretir, onu İslam terbiyesi çerçevesinde yetiştirmeye gayret eder.  Şimdi nasıl olurda ana, babaya şefkatsiz olunur?  Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?

Ebu Hureyre’den  (RA) rivayet edilen bir hadiste;

“Kendisiyle en çok ilgilenmesi, ihtiyaçlarının evvel karşılanması ve kendisine yakın olunması gereken kimdir diye sorulunca peygamber (SAV);

“Annendir” sonra kimdir deyince;” Annendir   Annendir ”  diyerek bunu üç kez tekrarlamıştır. Dördüncü kez sorduklarında ise “Babandır” buyurmuştur.

Ömrünü çocuklarını yetiştirmeye adayan, çocukları için kendi tüm arzularından feragat eden ana-babalarımız… Allah onlardan razı olsun.

Anne başa taç imiş, her derde deva imiş, bir evlat “pir “olsa da anneye muhtaç imiş!

Sahabeden birisi, Peygamber efendimize gelerek:

“Ya Resulallah!  Annem babam öldüler. Onlar için bundan sonra benim yapabileceğim bir iyilik varmıdır diye sorar, Peygamber efendimiz o sahabeye şu cevabı verir:

“Tabii ki vardır. Onlar için dua etmek, günahlarının bağışlanmasını Allah’tan dilemek, hayattayken verdikleri sözleri onların adına yerine getirmek, onlardan yana olan dost ve akrabalık bağlarını gözetmendir.”                                                                                                                                                                                                     Ayet ve hadisler de görüldüğü üzere, imanla beraber ana-babaya iyilik etmek, onlara asi olmamak, onlara sevgi ve saygıda kusur etmemek İslam dininin emridir.

Kıymetli Okurlar;

Biz Müslümanlar inanmayan babasına bile ‘’babacığım’’ diye hitap eden nezaket timsali Hz. İbrahim’in (AS) milletindeniz; yaşlılıkta ana babaya bakmayı Allah yolunda cihattan daha faziletli gören Hz. Muhammed (SAV)’in ümmetindeniz.

Bize düşen Yüce rabbimizin emrettiği gibi Ana-babamıza karşı güzel söz ve davranışlarda bulunmak, onlarla alakayı kesmemek, rabbimizin rızasına ererek cennet kapısını aralamaktır.

Rabbimiz rızasına uygun yaşamayı, ana-babanın evladından razı olduğu, mutlu huzurlu bir aile hayatını bizlere nasip eylesin.  Âmin.