Benjamin ve Ben

Yayınlama: 05.06.2023

Benjamin ve Ben

Bugünkü hikayemiz için evime konuk olacağız. Evimde benjamin türünde bir ağacım var. Düzen ve kural insanı olmadığımdan sulama, toprak değiştirme gibi bitkinin ihtiyacı olan rutinlerini farklı sıklıkta ve türü için uygunluğunu bilmeden yaparak on yıl kendisini yaşatmayı başardım. Fakat bir kaç ay önce ağacın yapraklarının sararıp döküldüğünü farkettim. Yakından baktığımda ise bir çok yaprağı reçineyle kaplıydı. Internette yaprak sararması  için fazla sulanmış olabileceği yazıyordu. Suyu çok vermişim diyerek üzerinde durmadım. Fakat ilerleyen günlerde sorun çoğalarak devam etti. Halbuki su vermeyi kesmiştim. Bir süre daha bekledim, neredeyse ağacın yaprakların yarısı döküldü. Bu durum sorunun sulama kaynaklı olmadığını gösteriyordu. Internetteki bilgileri kurcalamaya devam ettim. Bu sefer ağaç bitinden şüphelendim. Fakat ağacımın hiç bir yerinde bir böcek bir canlı bulamadım. Bir kaç gün, git gel ağacı gözlem altında tuttum gene bit farketmedim. Yapraklarını gövdesini , toprağını sürekli kontrol ettim sonuç hiç bir canlı görünürde yoktu. Görünür de olan tek şey ağacımın ciddi bir sorunu olduğu ve bu gidişle bir aya kalmadan beni terkedeceğiydi. Daha çok araştırma yaptım ve bir sitede bitlerin şeffaf olabileceği bilgisiyle karşılaştım. Hemen ağacımın yanına gittim, çok daha dikkatli bir şekilde gövdesini, yapraklarını inceledim. Gövdesinde hafif tümseklikler vardı, belli belirsiz. Bu tümseklere dokunduğumda bulmuştum. Onları yakalamıştım.

Bitler yaprakta yeşil renk, gövdede kahverengi ve hatta aynı gövde gibi damar desenliydiler. Ağacın kendisinden ayırt edemeyeceğiniz bir forma bürünmüşlerdi. Minik çok minik bukalemunlar gibi.

Önce hepsini bulmanın sonrasında temizlemenin imkansız olduğu düşünüp ağacımı atmam gerektiğine karar verdim. Ama baktım ağacıma ve;

“Gitmesi gereken sen değilsin seni bu hale getirenler” dedim.

Sonra aldım elime bir tas su ve bir bezle başına geçtim. Bitleri bulup temizlemek bir terapi gibiydi. Sanki her bulduğum ve temizlediğim bitin ardından ağacım bir “ohhh” çekiyor derin bir nefes alıyordu. Bu iş bana keyif vermeye başladı. Ağacın tepesinde saatler geçirdim. Tas da ki su defalarca yenisiyle değişti ve ağacım tamamen bitlerinden arındı. Günün sonunda yorgundum fakat bedenen değil zihnen. Çünkü bu durumun bana anlatmak istediği şeyi idrak ediyordum.

Yanlış inançlar, kalıplaşmış yanlış düşünceler bu bitler gibiydi. Bizimmiş gibi, parçamız, gerçek düşüncelerimizmiş gibi görünerek bizi içten içe yiyorlar ve hastalandırıyorlardı. Belki küçükken duyduğumuz belki gördüğümüz belki yetişkinken maruz kaldığımız bazı durumlardan dolayı yanlış düşüncelerle doluyduk. Onlar zamanla öyle bir görüntüye büründüler ki ayırt edemez olduk kendimizden. Kendimizin sandık, kendimiz sandık o bitleri.

Genellemeler gibi.

Kadınlar şöyledir erkeklerin hepsi böyledir gibi.

Para kirlidir.

İnsan nankördür.

İyilikten maraz doğar gibi.

Ya da sadece kendimize has kendi oluşturduğumuz bitlerimiz vardı. Her yerimizden bizi sarıp sarmalamıştı. Ve onlardan kurtulmamız gerekiyordu.

Tabii kurtulmak için önce onları bulman gerekecek. Bulmak için yapraklarının nerede sarardığına bak. İş ve parayla ilgili konularda mı, aşkla mı, aile ile mi arkadaşlarınla mı? Hangi konularda  sorun yaşıyorsun. Her nerede sorun yaşıyorsan orada yanlış bir inanç, yanlış bir düşünce bulacaksın seni bu alanda yöneten. Hareketlerine yön veren. Sök at bedeninden onu. Nefes alsın. Yıllardır onu yiyip bitiren bitinden kurtar o bölgeyi.

Kendini didik didik et gerçekten hangi düşünceler sana ait. Dışarıdan gelmemiş, işitmediğin, gözlemleyerek karar vermediğin bir düşünce bul. Saf bir düşünce bul. Hayatına huzur mutluluk verecek. Seni doğru yolda yürütecek. Sana iyi gelecek düşünceler bul, inançlarını kontrol et, sonuçlarını takip et. Hakikat dışarıdan alınmaz onun yeri içeridedir.

Dışarıdan aldığın her bilgiyi kendine dahil etmeden önce test et.

Yaprakların sararmasın dökülmesin, kendinden vazgeçme. Sana iyi gelmeyen şeyleri bul ve onlardan vazgeç.

Ve bu gün ne yaşıyorsan bak bakalım için de var olan neyin yansımasını yaşıyor neden yaşıyorsun?