HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ (37)

Yayınlama: 07.03.2024
Düzenleme: 07.03.2024 22:25

HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ (37)

GAZİ GİRAY HAN (1554-1608)

Kırım Türk Hükümdarı, asker, bestekâr, şair, bilgin ve sazrende.

Giray Hanedanı, uzun yıllar Kırım Tatar Hanlığına hükmetmiş bir sülaledir. Kırım Hanlığı, Osmanlı İmparatorluguna yarı bağımlı bir devletti. Gazi Giray Han, Devlet Giray Han’ın oğludur. 1554 yılında Kırım Bahçesaray’da doğar. Düzenli bir öğrenim görerek cesur bir asker ve kumandan olarak yetiştirilir. 1588-1596 ile 1536-1607 yılları arasında iki kez Kıraım Hanı olur. 1578 yılında Osmanlı-İran Savaşında Osmanlı Devletine, yardımcı kuvvet komutanı olarak katılır. Bu savaşta gösterdiği yiğitlik Özdemiroğlu Osman Paşa’nın dikkatini çeker. 1581 yılında diğer bir İran seferinde üç yüz kişilik bir kuvvetle koca bir orduya saldırır ve İranlılara esir düşer, Alamut Aalesine kapatılır. İran Şah’ının yaptığı parlak teklifleri kabul etmez ve Safevi hizmetine girmez. 4 yıllık bir esirlikten sonra bir yolunu bularak kaçar ve Erzurum’da Osman Paşa’nın yanına gelir, yeniden savaşa katılır. Osman Paşa’nın vefatından sonra İstanbul’a gelir. Sonra Yanbolu’ya gönderilir. Saraydan verilen “salyane” ile sakin bir hayat yasarken, III. Murad tarafından İslâm Giray’ın ölümü üzerine boşalan Kırım Hanlığına 1588 yılında tayin edilir ve filo eşliğinde Kırım’a gelir. Koca Sinan Pasa komtasındaki Eflak-Boğdan Seferine katılır, büyük başarı gösterir. Boğdan’ın, Kırım hanzadelerinden birine verilmesini ister. Bu isteği kabul edilmez. İstanbul’a kırgındır.

1598’de II. Mehmed’in emriyle Macaristan’daki Osmanlı Ordusuna kuvvetleryle katılır. Satırcı Mehmed Paşa’nın yanlış- ları ile karşılaşır. Cazi Giray Han’ın düşmana hücumunu engeller. Satırcı Mehmed Paşa İstanbul’a çağrılır ve idam edilir. Gazi Giray Han, Kırıma dönmek ister. Veziri Âzam, sınır boylarında kalmasını ister. Estergon Seferine de katılır. 1602’de kış aylarının yaklaşması üzerine Marcaristan Peçuy’da kışı, av, şiir ve musiki lle yoğunlaşarak geçirir. 1603’de Kırım’a döner. Ruslara karşı Lehistan’la ittifak yapar. Anadolu’da Celàli isyanı başlar. Padişah I. Ahmed, 10.000 asker göndermesini ister ama o, sınırlı sayıda asker gönderir.

Savaş meydanlarında yaman bir cengâver olan Gazi Giray Han, hususi hayatında şiir ve musiki ile meşgul olur. Kendisinin en yakın dostu, devrin müderris ve âlimlerinden Kefeli Hüseyin Efendidir. (Kendisi ilm-i musikide tasnife kadir, üstad-ı mahir birisidir.)

İyi bestekâr olduğu söylenir. Gazi Giray Han, musikide olduğu kadar klasik Türk Şiirinde de çok önemli bir şahsiyettir.

Bir başka deyişle, Gazi Giray Han, siyasi ve askerî hayatının, hükümdarlığının yanında bilgin ve sanatkârdır. Birinci sınıf şair ve büyük Türk Bestekârlarındandır. Dinî, tıbbi ve  riyazi (hesap, hendesiye ve matematiğe dayalı) ilimleri bilen biridir. İyi nesir yazar. Talikite, dostu Peçevi’ye öğretecek kadar hattattır. Birçok sazı çalan, Arapça, Farsça, Cağatay ve Kırım lahçelerinde siirleri vardır. Ancak, onu ünlü yapan şiirleri, Osmanlı lehçesi ile yaılanlardır.” Divanı, Gül ve Bülbül adlı bir mesnevsi vardır. İlmi ve sanatı himaye eder. Sözlü musiki eserinden günümüze gelen olmaz. Ancak, Peşrev ve  Saz Semaileri ile ünü devamlı olur. Eserleri hâlâ icra edilir.

Padişah tarafından sefere memur olduğunda gönderdiği manzum mektup şöyledir:

Bir mücahid kulunuz bezlederiz (lalife sayarız) canı-u teni

Padişahım ne diyem, sonra duyarsız haberi.

jantlari

Kaçmayız tir-ü teberden (ok ve balta ile) çalışup din yolunda

Ol benim boynuma ger (eğer) var ise ânın zararı

Biz de ikdam ederiz (gayretile çabalarız), varmaya bir gün ileri

Macerayı seferin derdini şerh eyler isem

İstima (dinleyene) edene tesir eder ol gam haberi

Azmeder oldu gaza-yı sefere Sultanim

Kıl ana hayır dua, iste kulundur, iş yeri..

Sözlü eserlerinden hiçbiri günümüze gelmemiştir. Ancak, san eerleri bestesi: Mahur Peşrevi (devri kebir), Mahur Saz Semaisi, Neva Peşrevi, Neva Saz Semaisi, Nihavend Peşrevi (çember), Rast Saz Semai, Muhalif-i Irak Peşrevi ve Saz Semaisi, Hüseyni Peşrevi günümüze gelmiş ve icra edilmektedir.   DEVAM EDECEK

Kaynak: M. Normi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TARİHİ 1. Cilt – Sayfa 132-134

Yılmaz Öztuna: BÜYÜK TÜRK MUSİKİSİ TARİHİ 1. Cilt – Sayfa 300-301

Anadolu Yayıncılık TURK ve DÜNYA ANDZERI ANSIKLOPEDIST 5. Cilt – Sayfa 2332