HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ  (38)

Yayınlama: 14.03.2024
Düzenleme: 13.03.2024 13:13

HATIRALARLA TÜRK MUSİKİSİ  (38)

 

SULTAN II. MAHMUD

 

1785 yılında doğar. I. Abdülhamid’in oğludur. Amcası III. Selim’in tahttan indirilmesi ve yerine geçen ağabeyi IV. Mustafa’nın Alemdar Mustafa Paşa tarafından hal’i üzerine 28 Temmuz 1808’de padişah olur. Eğitimi saray geleneklerine göre yapılır Şehzadelere özgü okulda özel hocalardan Arapça, Farsça, Edebiyat ve Akaid okur. Devlet yönetimine yabancı kalmaması için gerekli bilgileri alır. Amcası Sultan III. Selim’in çocuğu olmadığı için tahta çıkmasına iki yıl kala veliaht ilân edilir.

Sultan III. Selim’in tahttan indirilerek bir yıl sonra şehit edilmesi sırasında, devlete bağlı az sayıdaki bir avuç devlet adamının, özellikle kendisini çok seven Cevri Kalfa’nın gayreti ile mutlak bir ölümden kurtulur ve 28 Temmuz 1808 yılında Osmanlı tahtına oturur. Alemdar Mustafa Paşa’nın öldürülmesinden sonra, ”Yeniçeri Ocağı”nın ortadan kaldırılmasına karar verir.

Ayan Meclisinde çaresizlik düşüncesi hâkim iken, Diyarbakırlı kürt Abdurrahman’ın çok coşkulu ve ateşli ifadesinden sonra II. Mahmud, Sancak-ı Şerif’in meydana (Et Meydanı diğer adıyla Yeniçeri Meydanı) çıkarılması emrini verir. Diğer taraftan, devlete bağlı paşalar, kışlalardan ve Anadolu yakasından hızla Et Meydanına ulaşırlar ve Yeniçerileri öldürürler, elebaşlarını da meydanda asarlar. Böylece, II. Mammud, amcası III. Selim’in hayalini gerçekleştirir. Yeniçeri ayaklanması sırasında Sancak-ı Şerif’i gören halk ve esnaf, devletin yanında yer alarak isyanın bastırılmasına yardımcı olurlar. Öte yandan Mısır Valisi devleti sıkıştırıyor, Mora Yarımadası’nı istiyordu. Çok çalkantılı bir dönem yaşıyordu II. Mahmud. Yeni bir ordu kurmuş, Avrupavari eğitim yaptırıyordu hatta Yeniçerilerle organik bağı olduğunu sandığı Bektaşi tekkelerini de kapatır. Galata Köprüsü’nü ve Beyazıd’daki yangın kulesini de yaptırır.

Avrupa’dan öğretmenler getirir. Hariye, Bahriye ve Tıp Okullarını açtırır hatta bir grup öğrencinin eğitim için Avrupa’ya gönderilmesini emreder. Ancak, çevrenin baskısı ile bu kararından vazgeçer. Gelenekçi medreselere dokunmadan Sıbyan ve Rüştiye mekteplerini (ilkokul) açarak okula devam mecburiyeti getirir. Daha sonra İdadi ve Sultani gibi orta dereceli okullar açtırır.

  1. Mahmud, ümmet kavramı yerine “millet” kavramını benimser. Böylece, eşit yükümlülükleri ve eşit hakları olan bir teba oluşturmak ister. Takvim-i Vekâyı adında ilk resmî gazetenin çıkmasına önayak olur. Yeniçeri Ocağının yerine kurduğu ordunun eğitimi için Batı’dan uzman subaylar getirirken, genç Osmanlı Subaylarını da uzmanlık eğitimi için Avrupa’ya gönderir. Bu arada üçlü müttefik devlet (İngiltere-Fransa ve Rusya) Londra’da bir antlaşma yaparak Yunan Devleti’nin kurulması amacıyla gerekenin yapılması için karar alırlar ve Osmanlı Hükümeti’ne duyururlar.

İşte böyle çalkantılı bir dönem yaşayan II. Mahmud, amcası III. Selim’den Tanbur ve Ney çalmasını öğrenir. Mevlevi tarikatına girerek Mevlevi olur. Böylece, dinî musikiyi yakından tanır. Aynı zamanda iyi bir hanendedir. Sesi “Davudiî”dir. Dede Efendi’ye çok ayrı bir değer verir. Ancak, aklı Batı musikisindedir.

Yeniçeri’yi yok ederken Mehterhane’yi ortadan kaldırır. “Mehterhane” başlıklı yazımızda önceden bahsetmiştik.

Türk Musikisi’ni bu kadar yakından tanıyan, bilen, çok iyi bir bestekâr ve icrakâr olan, aynı zamanda hem sazı hem de sesi ile bu güzel sanatımıza hizmet eden II. Mahmud’un musikimize ilk darbeyi vurması, “Batı” sevdasının bir eseridir. Enderun’u geri plana atıp “Saray Bandosu”nu kurdurarak Türk Musikisine ilk darbeyi vurur. Dr. Nazmi Özalp’in deyişiyle; “Türk Musikisinin devletin koruyuculuğundan ayrı tutulmasının, halka sığınmasına zorlanmasının ve yozlaşmasına göz yumulmasının temeli yine bu yıllarda atılır.”

Daha çok şarkı formunda güzel eserler besteler. “Ebrulerinin zahmı nihandır ciğerimde” güfteli kalenderi’si, güzel bir eserdir. Bugüne, 1 marş, 1 kalenderi, 1 tavşanca, 27 şarkısı ulaşmıştır.  Hicaz (Ağır Aksak) “Söyleyemez miydim sana ey Gülizar.” Bayati (Ağır Aksak Semai) “Ey şah-ı cihan, eyleye Hak ömrünü efsun” (Amcası III. Selim’e methiyedir.)

Mahur (Aksak) “Aldı aklım bir gonca-leb, Şive-engiz şuh meşreb, Gördüm bir mah mah-ı taban, (nakarat). Tavşan mı âhû mu acep, Aman aman kaşı keman, Tavşan mı âhû mu acep.”

II Mahmut uzun seneler çekmekte olduğu veremden 1839’da vefat eder.   DEVAM EDECEK

Kaynakça: Dr. M. Nazmi Özalp: TÜRK MUSİKİSİ TARİHİ 1. Cilt (Sayfa 206-208) TRT

TÜRK ve DÜNYA ÜNLÜLERİ ANSİKLOPEDİSİ 7. Cilt (Sayfa 3688-3691) Anadolu Yayıncılık

İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ 27. Cilt (Sayfa 352-357) TÜRKİYE DİYANET VAKFI