KADIN

Yayınlama: 04.03.2024

KADIN

8 Mart 1857 tarihinde New York’ta tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın eşit işe eşit ücret talebiyle protestolar yapmışlardır. Protestolar neticesinde polis, protesto eden kadınları fabrikaya kilitlemiştir. Fabrikada çıkan yangın sonucunda yangından kaçamayan 129 kadın hayatını kaybetmiştir. 52 yıl sonra 8 Mart’ın “Kadınlar Günü” olarak kutlanması önerisi sunulmuştur. 1921 yılında Moskova’da düzenlenmiş olan III. Komünist Enternasyonal 3. Kongresine bağlı Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı’nda o dönemlerin getirisi olan ‘sınıf karşıtı sınıf’ politikası ile 8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ adıyla kabul görmüştür. 1930’larda ise yeniden ‘Dünya Kadınlar Günü’ olmuştur. Dolayısıyla haklı mücadelelerinde yaşamlarını yitiren kadınların mirasıdır 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.

Yaşanan hak savaşının neticesinde kutlanan Kadınlar Günü günümüzde tüm kadınlar açısından farklı anlamlar taşımaktadır. Bugünlere nasıl geldiğimizi, geride ne gibi mücadelelerimiz olduğunu hatırlamamız gereken bir gündür. Dünya genelinde kadın hakları alanında sürdürülen çalışmalar ve kazanılan yeni hakların savunulması adına çalışmalar yürütülmektedir. Feminizm düşüncesi günümüzde çok büyük bir yanılgının pençesindedir. Feminizm ile amaçlanan kadının erkeğe üstün kılınmasıymış şeklinde bir algı toplumda yaygın olarak yerleşmişse de feminizmin esas amacı haklar nezdinde cinsiyet farkı gözetilmeksizin eşitliğin sağlanmasıdır.

Dünya Kadınlar Günü’nün kutlanma sebebi herhangi bir cinsiyeti yükseltmek ya da yermek değildir. Cinsiyet gözetilmeksizin her bireyin eşit ve temel haklara sahip olması gerektiği ve bunun için hakların savunulmaya devam edeceği konusunda vurgu yapılır.

Türkiye Cumhuriyeti kadının hak ettiği haklarına kavuşması hususunda diğer ülkelerin neredeyse tamamının öncüsüdür. M. Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen inkılaplar ile kadının hakları yasal olarak güvence altına alınmakla kalmamış, o güne dek hiç sahip olmadığı haklara da kadınlar kavuşmuştur.

Kadınlara 1930’da yerel, 1934’te genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.1998 tarihli Ailenin Korunmasına Dair Kanun, 2002 tarihli Yeni Medeni Kanun, 2003 tarihinde İş Kanunu’ndaki değişiklikler, 2005 yılında Ceza Kanunu’ndaki değişiklikler kadın hakları lehine yasal düzenlemeleri içermektedir. 28 Ocak 2024 itibariyle kadın artık evlenmek ile eşinin soyadını kullanmak zorunda da değil, evlendiğinde de eşinin soyadını almaksızın kendi soyadını kullanmaya devam edebilecek. Kadının iş dünyasındaki istihdamı her sene artmaktadır. TÜİK verileri incelendiğinde eğitim düzeyi arttıkça iş gücüne katılma oranının da doğru orantılı olarak arttığını görmekteyiz. Eğitim herkes için önemli ancak kadın için eğitim, çok önemli. Ataerkil bir dünya düzeninin içinde sahip olduğu hakları örselenmeden, bir erkeğin gözetimi altında olmadan, toplumun baskısı altında ezilmeden; özgürce adımlar atabilmek, hür iradesiyle arzuladığı hayatı yaşayabilmek için kadının eğitime ve ekonomik bağımsızlığa ihtiyacı var. Unutulmamalıdır ki kadın güçlüdür. Olduğu haliyle en güzeldir. Yüreğinizdeki sıcaklığı ve ışığı hep koruyun, canlı tutun. Kadınlar gününüz kutlu olsun.

  1. Kemal’in bazı sözleri ile yazımı sonlandırmak istiyorum: “Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şeyi kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir.”

“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”

“Yoksul kadın, hiçbir şeyi olmayan kadın anlamında alınmıştır. Halbuki kadın denilen varlık, bizatihi yüksek bir varlıktır. Onun yoksulluğu olamaz. Kadına yoksul demek, onun bağrından kopup gelen bütün insanlığın yoksulluğu demektir.”

Kitap önerisi: Kurtlarla Koşan Kadınlar-Clarissa P. Estes Sıfır Noktasındaki Kadın- Neval El Seddavi