RAHAT

Yayınlama: 23.04.2024
Düzenleme: 23.04.2024 12:14

RAHAT

Konfüçyüs, öğrencilerine ders veriyordu. Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi. Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde de bir elma vardı. Elmayı vazonun içinde koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi;

– Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı alabilir.

Öğrencilerden biri atıldı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu.

Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalıştıkça elma elinden kaydı. Bir de elini vazoya sıkıştırdı, bağırmaya başladı:

– Elimi çıkaramıyorum!

Konfüçyüs;

– Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmezsen, elini çıkaramazsın.

Öğrenci biraz daha uğraştı, elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda mecburen bıraktı. Elini vazodan çıkardı. Konfiçyus’a sordu:

– Elmayı vazodan çıkarmanın bir yolu var mı?

Konfüçyüs, nasıl olacağını göstereyim dedi ve vazoyu ters çevirdi. Elma kendiliğinden vazonun içinden yuvarlanıp çıktı. Öğrenciler çözümün bu kadar basit olması nedeniyle gülmeye başladı.

Konfüçyüs, öğrencilerine elmayı göstererek dedi ki:

– Göründüğü gibi basit değil, bazen bırakabilmek daha zordur. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız.

Konfüçyüs, M.Ö. 551 – M.Ö. 479 tarihleri arasında, Doğu Zhou Hanedanlığı döneminde yaşadığı sanılmaktadır. Kong Qui adı altında, Lu devletinin,günümüzde Shandong eyaleti olan Qufu şehrinde doğmuş ve aynı şehirde ölmüştür.

Çin uygarlığının en önemli temsilcilerinden biri kabul edilir.

Kongzi (Konfüçyüs), Çin geleneklerini derleyip yeni kuşaklara aktarmıştır. Öğretmenliği bir uğraş haline getirmiş ve kendine özgü eğitim yöntemlerini halka yaymayı başarmış bir düşünürdür. Hala da Çin ve çevresindeki kimi ülkelerde, ahlaki değerler üzerinde bu ünlü düşünürün etkilerini görmekteyiz.

İsteklerimizin ayarı ne zaman kaçıyor?

Olduramadıklarımızdan hangi aşamada vazgeçiyoruz?

Bir şeyi elde etmenin sırrı eminlik mi?

Olanla olmayan arasında, mahrum olduğunuzla elde ettikleriniz arasında ne fark var?

Dilemek mi, istemek mi, çabalamak mı, rahatta kalmak mı, nerede çözülüyor mesele.

Ahhh bu sorular, cevapları her zaman var da iş uygulamada.

Milattan öncesi de sonrası da insanın derdi tasası hep aynı. Bunları boşverip, biraz rahatlamalı. İstekleri biraz rafa kaldırıp rahatlamalı.

Rahat rahat.

O arzu, bu istek, şu dilek aman bırak biraz rahat, rahat…

Ohhh boşver rahat et rahat!