Çorum
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,5377 %0.16
45,5564 %0.26
Ara
Kesin Karar Ulusal ‘40 Yaş Üstü Bireylerde Glokom Hastalığı Sıklığı Fazla’

‘40 Yaş Üstü Bireylerde Glokom Hastalığı Sıklığı Fazla’


‘40 Yaş Üstü Kişilerde Glokom Hastalığı Sıklığı Fazla’

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Dikci, 40 yaşın üzerindeki kişilerde glokom hastalığı sıklığında artış olduğunu belirterek, "Sigara içen, ailesinde glokomlu kişi bulunan, diyabet, hipertansiyon gibi sistemik hastalıkları olan, göze delici ya da künt darbe alan, yüksek miyopiye ya da hipermetropiye sahip olan, korneaları normalden ince olan, uzun süredir steroid içeren ilaçlar kullanan kişilerde glokom daha yüksek sıklıkta görülmektedir” dedi.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Dikci, Glokom Haftası dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu.

“2040 yılında 110 milyondan fazla glokomlu hasta olacak”
Glokomun tanımını yapan Doç. Dr. Dikci, “Latincede ‘mavi su’ anlamına gelen, ülkemizde ise halk dilinde ‘karasu’ olarak tanımlanan bir göz hastalığıdır. Ne yazık ki, geri dönüşümsüz görme kaybına neden olan hastalığın en dikkat çekici özellikleri zor tanı konulması ve çoğunlukla ağrısız olmasıdır. Bununla birlikte gözde ağrı, kızarıklık, bulanık görme ve ışık çevresinde renkli halkalar görülmesi gibi belirtiler de olabilir. Glokom bizim toplumumuzda da oldukça yaygındır. 2040 yılında dünyada 111,8 milyon civarında insanın glokom hastası olacağı tahmin edilmektedir” diye konuştu.

“Erken tanı ve tedavi çok önemli”
Glokomda geri dönüşümsüz görme kaybı nedeninin, hastalığın neden olduğu görme sinir hücrelerinin hasarı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Dikci, “Görme siniri hücre onarımı ile ilgili hali hazırda pek çok çalışma yapılmasına rağmen kabul edilmiş bir onarım yöntemi, yani tedavi günümüzde halen yoktur. Bu nedenle glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir, öyle ki bu konudaki ihmaller körlüğe kadar gidebilen sonuçlar doğurur. Hastalığın başlangıç yaşına, şekline vs. olmak üzere değişen birçok çeşidi vardır” şeklinde konuştu.

“Ağrı olmadığından körlük riski çok yüksek”
En sık rastlanan glokom çeşidi olan açık açılı glokomda ağrı görülmezken, kapalı açılı glokomda ağrının ön planda olduğunu belirten Doç. Dr. Dikci, “Ağrının olmaması bir hastalığı sinsi yapan en önemli unsurdur. İşte bu nedenle açık açılı glokomda körlük maalesef daha sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada erken tanının önemini tekrar vurgulamak gerekir. Risk grubundaki kişiler başta olmak üzere hastalık hakkında ciddi bir bilinçlenme gereklidir. Bu hastalığa dikkat çekme ve bilinçlenme konusunda önemli bir uygulama olarak her yıl 12 Mart ‘Dünya Glokom Günü’, 6-12 Mart tarihleri ise ‘Dünya Glokom Haftası’ olarak kutlanmaktadır” ifadelerinde bulundu.

“40 yaş üstü kişilerde göz tansiyonu riski artıyor”
Glokomun her yaşta ve herkeste görülebileceğini değinen Doç. Dr. Dikci, riskli gruplarla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Yapılan çalışmalarda 40 yaşın üzerinde glokom sıklığında artış olduğu bildirilmiştir. Sigara içen, ailesinde glokomlu kişi bulunan, diyabet, hipertansiyon gibi sistemik hastalıkları olan, göze delici ya da künt darbe alan, yüksek miyopiye ya da hipermetropiye sahip olan, korneaları normalden ince olan, uzun süredir steroid içeren ilaçlar kullanan kişilerde glokom daha yüksek sıklıkta görülmektedir. Bu kişilerin düzenli göz muayenesi olmaları ve glokom açısından araştırılmaları gerekmektedir.”

“Muayene sonrası teşhis edilebilir”
Glokom ‘göz tansiyonu’ olarak tanımlandığını dile getiren Doç. Dr. Dikci, “Ancak ‘göz tansiyonu’ dediğimiz göz içi basıncı bu hastalıkta bir risk faktörü olup tek başına tanı koydurucu olmamaktadır. Göz içi basıncının normal değeri olan 10-21 mmHg’nın üzerinde ölçülmesi, göz sinirlerinin ve görme alanı muayenesinin de bulunduğu ileri tetkiklerin yapılması için sadece bir uyarıcı mahiyetindedir. Uzman bir hekim tarafından bu testlerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda yanlış tanı ve gereksiz ilaç kullanımlarının önüne geçilebilir. Glokomda tedavi planı hastaya özel bir durumdur” açıklamasında bulundu.

“Cerrahi tedavi yapılabilir”
Tedavi yollarından bahseden Doç. Dr. Dikci, “Her hastanın yaşına, sistemik hastalıklarına, görme düzeyine ve glokom hasar düzeyine göre tedavi planı yapılır. Genelde ilk basamak ilaç tedavisi olmakla birlikte duruma göre ilk basamakta cerrahi ya da lazer uygulama kararı verilen hastalar da vardır. Dünyada gerek ilaç gerek lazer gerekse cerrahi tedavi olsun, hâlihazırda uygulanan yöntemler göz içi basıncını düşürmeye yöneliktir. Tekrar altını çizmemiz gerekirse, hasarlanmış göz sinirlerinin iyileştirilmesine yönelik bir metot henüz yoktur. Verilen ilaçlar genellikle damla formunda olup düzenli kullanım çok önemlidir. Erken tanı, düzenli muayene ve eksiksiz tedavi ile ve en önemlisi iyi bir hasta- hekim iş birliği ile güzel sonuçların alınması mümkündür” dedi.

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *