Çorum’da Veteriner Hekimlik yapan Suat Dinçer, konuyla ilgili gazetemize konuştu. Dinçer, sokak hayvanlarının uyutulması yönündeki tartışmalara karşı en net çözümün kısırlaştırma olduğunu söyledi. Dinçer, "Uyutmak, zannedildiği kadar çözüm değil. Popülasyon çok daha önceden kısırlaştırma ile kontrol altına alınabilirdi" diyerek farkındalık çağrısı yaptı. İnsanların hayvanların tüm yaşam alanlarına girdiğini ve onlara yaşayacak bir ortam bırakmadığını belirten Dinçer, "Hayvan sevmek bir tercih olabilir; fakat yaşama haklarına saygı duymak bir görevdir" dedi.
“Tüm İşletmeler Kapı Önlerine Mama Ve Su Kabı Koymalı”
Hayvanseverler de sokak hayvanlarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı. En önemli ihtiyaçların barınma ve yiyecek olduğunu vurgulayan Muadil Demirer, dışarıya çıkarken çantasında mutlaka mama ve su bulundurduğunu belirterek, “Yanımda mama bulunmadığı durumlarda bile marketten muhakkak alırım, çünkü her sokakta kedi köpek var onlara bir nebze yardım etmek bizim görevimiz” dedi.
Demirer, Belediyelerin tüm işletmelerin kapı önlerine mama ve su kabı koymalarını şart koşması gerektiğini, köpek barınaklarının ise halka açık korunaklı alanlarda olması gerektiğini belirtti. Mahallelerinde köpek sayısının az olduğunu ancak kedilerin daha fazla olduğunu ifade eden Demirer, bazı vatandaşlar köpek gördüğünde panikleyip kaçtığını, sanki her köpek saldıracakmış gibi davrandığını söyledi.
İnsanların bu tür yaklaşımlarının hayvanlar üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu vurgulayan Demirer, “Eskiden sokaklarda mama kapları vardı, şimdi onlar da yok. Belediyenin bu konuyu yeniden gündeme alıp desteklemesini çok isterdim” ifadelerini kullandı.
“Sokaktaki Canlardan Sorumluyuz”
Hayvansever vatandaşların ortak noktası neredeyse aynı. Elanur İzgi de o vatandaşlardan biri. Sokak hayvanlarının insanlara emanet olduğunu dile getiren Elanur İzgi, “Sahipsiz canların barınması ve aç kalmaması gerekiyor. Sokak hayvanları için çalışan gönüllülerin sayısının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Sokaktaki canlardan sorumluyuz onların hakları bizlere emanet” şeklinde konuştu.
Yaşadığı bazı sorunlara da değinen İzgi, insanların bireysel desteğinin yeterli olmadığını vurgulayarak, “Ne yazık ki sadece hayvanseverler bu sorumluluğu taşıyor sevmeyen insanlar ise görmezden geliyor dünyamızda duyarsızlık hakim” diye konuştu.
Sokak hayvanları herkesin üzerinde belli bir sorumluluk oluşturulmasını düşündüğünü dile getiren İzgi, “Bundan birkaç yıl önce bazı sokaklarda ve parklarda su kapları ve mama kapları vardı, ben de dahil bu kaplara mama ve su koyardık. Fakat bu kapları bile insanlar gördüğü yerde ya atıyor ya kırıyor üzücü bir durum” dedi.
Diğer hayvanseverlerin görüşleri ise şöyle:
Esra: Ben de evde kedi besliyorum. Elimizden geldiğince sokakta yaşayan dostlarımıza da mama ve su vermeye özen gösteriyoruz. Yaşadığım mahalledeki insanlar çok hayvansever o yüzden bu benim bir nebze de olsa içimi rahatlatıyor. İmkan oldukça mahalledeki komşularımızla ortaklaşa sokaktaki dostlarımıza yardımcı oluyoruz. Kızımla sokakta yaralı bir hayvan görsek hemen veterinere götürürüz. Sokak hayvanları için barınmalarına yardımcı olabilecek kulübeler yapılmalı bence. Belediye ya da vatandaşların ortaklaşa yapabileceği kulübeler olmalı. Umarım hayvan dostlarımızın sesi olabiliriz.
Aykut Taşkıran: Gerek çalıştığım işyerim gerekse evimizde kapı önlerine mama ve su bırakmaya çalışıyorum. İnsanlar daha duyarlı olmalı. Her sabah işyerine geldiğimde taze su ve mama bırakıyorum. Onlarda bizim sessiz dostlarımız.
Aslı: Evimde iki kedim var. Bu da beni duyarlı olmaya daha çok itiyor. İnsanlar evlerinin önüne, bahçelerine bir kap su ve bir kap mama bırakmalı. Hem yaz aylarında hem de kış aylarında hayvan dostlarımızın beslenme için desteğe ihtiyaçları var. Hayvanların uyutulmasına karşıyım. Bence başka çözümler üretilmeli. Bence belediyenin ya da yetkili kişilerin sokaktaki dostlarımız için kedi evi ya da kulübe tarzı barınmaları için alanlar yapılmalı. Sokaktaki hayvanların saldırgan olmasıyla ilgili de hayvanlar onları besleyen kişilere zarar vermez. Biz insanlar konuşabiliyorken hayvan dostlarımız konuşamıyor. Onlara karşı daha duyarlı olmalıyız.
Hayriye Kocakara: Herkes kapısının önüne mama ve su koymalı. Onlara faydamız olmuyorsa bile zarar vermemeliyiz. Hayvanların uyutulmasına da karşıyım.
Berfin: Sokaktaki dostlarımıza su ve mama verirken plastik kapların temizliği de koyduğumuz besin kadar önemli bence. Özellikle yerlere kaplar olmadan mama konmamalı. Hayvanlara iyilik yapalım derken sağlığını da bozmamak gerek. Yerlere konulan mamaları yemeye çalışan hayvanlar yerdeki pislikleri de yemek zorunda kalıyor. hayvanlar için bir şeyler yaparken yapmış olmak için yapmayalım. Suları koyduğumuz plastik kapları keserek koyuyoruz fakat bu onları yaralayabilir, bunlara dikkat etmeliyiz. Sularını sık sık tazelemeliyiz. Hayvanların uyutulmasına da karşı olduğumu vurgulamak isterim. Ben küçüklüğümden bu yana sokaktaki hiçbir hayvanın saldırısına maruz kalmadım. Sürekli yanlarına gidip severim. Onlara karşı daha hassas ve duyarlı olmalıyız.”
















