Çorum
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,5447 %0.12
45,4200 %-0.14
Ara
Kesin Karar Ulusal Göğüs Kanserinde Erken Teşhis ve Tedavi İçin Farkındalık Kıymetli

Göğüs Kanserinde Erken Teşhis ve Tedavi İçin Farkındalık Kıymetli


Meme Kanserinde Erken Tanı ve Tedavi İçin Farkındalık Önemli

Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Özgür Aytaç, tüm gayretlere rağmen 40 yaş üzeri kadınların mamografi taramasındaki popülasyonunun oldukça az olduğunu söyledi.
Meme kanseri için en önemli risk faktörünün kadın cinsiyeti olduğunu vurgulayan Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Özgür Aytaç, “1970’li yıllardan itibaren mamografi bir tarama yöntemi olarak kullanılmaya başlandı ve meme kanserinde erken tanıda artış oldu. Kadınların bu konudaki farkındalıklarını önemsiyoruz. 30’lu yaşlardan sonra, meme cerrahı, genel cerrah, onkolog veya kadın doğum doktorlarıyla birlikte takip edilmesini tavsiye ediyoruz. 40’lı yaşlardan sonra ise bu takibe mamografi taraması eklenmeli’’ dedi.
Meme kanserinin erken tanı ile tedavi edilebilecek kanserler arasında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aytaç, “Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, KETEM ve Kanser Araştırma Daireleri ile tarama sıklığı iki yılda bir olarak yapılıyor. Türk Radyoloji Derneği bu taramaların her yıl yapılması gerektiğini belirtiyor çünkü ülkemizde meme kanserinin görülme yaşı dünya ortalamasından daha genç. Tüm gayretlere rağmen 40 yaş üzeri kadınların mamografi taramasındaki popülasyon oldukça az. Farkındalık çalışmalarının artırılmasına yönelik bilimsel toplantıların düzenlenmesi, alınan kararların uygulanması için tüm önerilerin dikkate alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Meme kanserinin teşhisinde teknolojik altyapı farkı
Erken tanıda multidisipliner yaklaşıma da dikkat çeken Prof. Dr. Hüseyin Özgür Aytaç, “Mamografiyle yüzde 70 oranında erken tanıya ulaşabiliyoruz fakat yanına ultrason ve muayeneyi de eklersek bu oran yüzde 99’lara kadar çıkabiliyor. 20 yıldır meme hastalıkları tanı ve tedavisinde üçlü değerlendirme diye bir kavram var. Ön tanı ve tetkikler sonrasında sonuçları, en az iki branştan hekimin birlikte değerlendirmeleri ve tedavi edilecek bir hastalık varsa, örneğin hastaya kanser teşhisi koyulursa, onkolog da bu değerlendirme ve tedavi sürecine dahil olarak multidisipliner çalışma yapılmalıdır. Belirli standartı yakalayan merkezler multidisipliner konseyler oluşturuyor. Bu konseylerde hastalar değerlendirilerek süreçleri takip ediliyor. Merkezimizde bu olanağı tüm hastalarımızda kullanıyoruz’’ dedi.
Kırklı yaşlarda meme yapısı yoğun olduğu için mamografinin çözünürlüğü, farklılıkları ayırt etme gücünün azaldığını belirten Aytaç, “Mamografide tespit edilen bir farklılık varsa bunu yoğun meme yapısından ayırt etmek için biz burada damardan kontrast bir madde vererek normal dokuyla bunun dışında kalan dokuyu ayırabiliyoruz. Kansere yönelik şüpheli bir durum varsa MR altında biyopsi de yapabiliyoruz. Erken tanıda aynı zamanda merkezlerin teknolojik olarak donanımları da fark oluşturuyor” diye konuştu.
Meme kanserinde kadın farkındalığının hayati önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Özgür Aytaç, kadınların için önemli birkaç konuya da açıklık getirerek, şunları paylaştı:
“Mamografide radyasyon alırım diye taramalar ihmal edilmemeli, burada önemli olan kar zarar oranı. Kadınların yaşam süreleri dikkate alındığında yani tüm zamanlara bakıldığında her 8 kadından 1’i meme kanseri. Dolayısıyla burada alınacak radyasyon, kanserdeki erken teşhis kadar hayati öneme sahip değil. Silikon meme protezleri mamografiye engel değil. Tarama, eğitimli ve deneyimli bir teknisyeni tarafından rahatlıkla yapılabilmektedir. Bir hekimin yapacağı muayenenin alternatifi olmasa da kadınlar ayda 2 kez parmak uçlarıyla, en az 5 dakika her iki memeyi de kontrol etmeliler. Düzenli yapılan bu kendi kendine muayenelerde farklı bir durum görürlerse de hekimlerine danışmalarını öneriyoruz.”

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *