"Halkça ve hakça bir bütçe için üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz" sloganıyla toplanan grup adına basın açıklamasını Eğitim-İş Çorum Şube Başkanı Tuba Demirel okudu. Mevcut ekonomi politikalarının emekçiyi yoksullaştırdığını ve sermayeyi koruduğunu savunan Demirel, insanca yaşam ve adil ücret talebiyle 19 Aralık’ta işyerlerinde değil meydanlarda olduklarını vurguladı.
Ülkenin ağır bir ekonomik kriz sarmalına girdiğini ve üretimden koparılarak tüketen bir yapıya dönüştürüldüğünü dile getiren Şube Başkanı Demirel, "faiz sebep, enflasyon sonuç" anlayışının yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yaptığını belirtti. Ekonominin orta direği olan orta sınıfın yok olduğu karanlık bir tablonun yaşandığını ifade eden Demirel, asgari ücretin genel ücret haline geldiğine ve çalışanların yüzde 70’inin bu seviyede maaş aldığına dikkat çekti.
Kasım 2025 verilerine göre açlık sınırının 30 bin 327 liraya, yoksulluk sınırının ise 93 bin 697 liraya yükseldiğini hatırlatan Demirel, kamu emekçilerinin büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını kaydetti. Alım gücünün her geçen gün eridiğini aktaran Demirel, hazırlanan bütçede halkın refahını gözeten bir hamle olmadığını öne sürdü.
Bütçenin yükünün dolaylı vergilerle emekçinin sırtına yüklendiğini belirten Tuba Demirel, "Bütçede hak yok, halk yok, vicdan yok. Sermaye var, yandaşların çıkarları var" değerlendirmesinde bulundu. Taleplerini sıralayan Demirel; yoksulluk sınırının üzerinde maaş, gelir vergisinin yüzde 15’e sabitlenmesi, enflasyon farkının aylık ödenmesi, yılda 4 ikramiye ve kira yardımı istediklerini söyledi.
İş bırakma eyleminin bir uyarı niteliği taşıdığını vurgulayan Demirel, hakları teslim edilmedikçe üretimden gelen güçlerini kullanmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
