İNSAN Bir bilgeye ” Nasıl insan oluruz?” diye sormuşlar.
“Bu üç adım atmakla gerçekleşir” diye cevap vermiş bilge ve devam etmiş;
“İlk adımda sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gerekir. İkinci adım kötülük yapanlara iyilikle karşılık vermektir. Bu seviyede hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun. “ demiş. Hepimize doğarken birer insan kıyafeti verildi. İnsan olabilmek için gerekli olan her şeyle birlikte. İnsan değil insan adayıydık. Adem’dik biz! İnsan olabilmenin üç kritik noktasının aralarında binlerce nokta daha vardı. Binlerce ayrıntı. Güzel bakmak, güzel konuşmak, güzel görebilmek, güzel dokunmak. Bunlar sadece bir kaçı… Amacın yaratılışın amacıyla birse tek tek bakacaksın her uzvuna, organına, hücrene. Didik didik edeceksin kendini. Soracaksın kendine. Yılan gibi sivri mi dilim. Konuştuğumda üzeyim karşındakini kötü hissettireyim. Vahşi bir hayvan gibi avlanmak, parçalamak için mi görüyor gözlerim. Her baktığım kişiyi eleştireyim, kusur bulayım sonra yerden yere çalayım. Ne işitiyor da kulaklarım, sürekli alınganım. Ciğerlerim üzüntü mü toplamış? Böbreklerim korkularla mı dolu? Kalbim sevgisizlikten aç mı kalmış? Midem sindirememiş mi yaşadıkları mı? Neden yaşandı onlar peki? Neden yaşanıyor haksızlıklar, mutsuzluklar. Bir mesajı olmalı. İnsan, insan olamadığımızdan! İnsan olamayıp, insanca muamele görme arzumuzdan. Beklentimizden. Kim karşılayacak bu beklentiyi kendimizden başka. Kim kurtaracak bizi iç sıkıntısından, arayıştan. Tüm dünya doğru olsa sen içinde ki eğriliklerle mutlu olacak mısın da dünyadan bu kadar beklentin var. Kendini düzeltmeden adam etmeden başkalarının adamlığıyla tatmin mi olacaksın ki, suçluyu dışında arıyorsun. Herkes iyi olsa neye yarar senin içinde kötü varsa, her yer güzel olsa ne değişecek sen kendi içinde cennet yaratmadıkça. Sana yardım edecek tek kişi sensin. Bil ki; İnsan olmadan huzur bulamayacaksın. Adem tek bir kurtuluşun var adam olacaksın! Sonunda İnsan’a dönüşünceye kadar, öyle ya da böyle acı tatlı yanacaksın…