Çorum
Açık
29°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,7015 %0.02
47,2204 %1.43
Ara
Kesin Karar Ulusal ‘Kemik Erimesi Mevte Yol Açabilir’

‘Kemik Erimesi Mevte Yol Açabilir’


‘Kemik Erimesi Ölüme Yol Açabilir’

Aşırı zayıf, hareketsiz bir yaşam tarzına sahip ve kortizon kullanmış kişilerin kemik erimesi açısından risk altında olduğunu vurgulayan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Tutal, “Kemik erimesi omurlarda, el bileğinde ve kalça kemiğinde kırılmalara yol açarak sakatlıklara, hatta ölümlere yol açabilir” dedi.
Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak adlandırılan osteoporozu ‘kemiklerin zayıflayarak kırılgan hale gelmesi’ şeklinde tanımlayan Liv Hospital Samsun Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, hastalığın kemiklerin çok ufak travmalarda bile kolayca kırılmalarına neden olabildiğini söyledi.

“Kırık olana kadar belirti vermez”
Konuyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Uzm. Dr. Esra Tutal, osteoporozun kırık gelişine kadar hastalarda hiçbir belirti vermeyebileceğini işaret etti. Kemik erimesine bağlı kırıkların en çok kalça, bel ve bilek kemiklerinde görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Esra Tutal, “Osteoporoz hem kadınları hem de erkekleri etkileyen bir hastalıktır. Kemik erimesi çok ileri dönemlere kadar herhangi bir belirti vermez. İleri dönemlerde ise sırt ağrısı, bel ağrısı, boyun zamanla kısalması ve duruş bozukluğu (kamburluk) meydana gelir” diye konuştu.

“Zayıf kişilerde kemik yıkımı daha sık görülüyor”
İnsan vücudunda kemik yapım ve yıkımının belli bir denge içerisinde olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Esra Tutal, “20 yaşına kadar kemik yapımı ön plandadır. 30 yaşına kadar maksimum kemik kitlesi oluşur. 30 yaşından sonra ise yıkım ön plana geçer. Maksimum kemik kitlesi ne kadar iyi ise vücut yıkımdan o kadar az etkilenir. Kadınlar, yaşlılar, ailesinde kırık öyküsü olanlar ve zayıf minyon yapılı olanlarda daha sık görülür. Ayrıca romatizma tedavisinde kullanılan kortizonlu ilaçlar, epilepsi ilaçları, kanser ilaçları, bazı mide ilaçları kullanmak, romatiod artrit, kanser, lupus, multipe myleom, böbrek karaciğer hastalıkları gibi hastalıklar geçirmek, hareketsiz bir yaşama sahip olmak, sigara kullanmak, sık alkol kullanmak, besinlerle yeterince kalsiyum almamak, aşırı miktarda tiroit hormonu kullanmak, aşırı zayıf olmak, gereğinden daha az beslenmek ve zayıflama ameliyatı olmak da kemik erimesine neden olabilir. Kemik erimesi omurlarda, el bileğinde ve kalça kemiğinde kırılmalara yol açarak sakatlıklara hatta ölümlere yol açabilir” şeklinde konuştu.

“Doğru beslenmeyle önlenebilir”
Kemik erimesinin önlenebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Esra Tutal, hastalıktan korunmak için şu önerilerde bulundu:
“Proteinden zengin beslenme kemik sağlığı için çok önemlidir. Vücut ağırlığının normal sınırlarda tutulması (aşırı zayıflık ve şişmanlıktan kaçınılması), kalsiyumdan zengin beslenmek (günlük 1000-1200 mg kadar kalsiyum besinlerle alınmalıdır) önemlidir. En iyi kalsiyum kaynakları az yağlı süt ürünleri, koyu yeşil sebzeler, balık ve soya ürünleridir. D vitamini, kalsiyumun bağırsaklardan emilimi için gereklidir. Bunun bir kısmını güneşten karşılasak da genellikle günlük 600-800 ünite D vitamini takviyesi gerekmektedir. Günlük düzenli yapılan egzersiz (yürüyüş gibi) kemiklerin güçlenmesini sağlar. 65 yaş üstü kadınlar, 70 yaş üstü erkekler ve risk faktörü olanlar ise daha erken yaşlardan itibaren her yıl düzenli olarak kemik taraması (kemik mineral dansitometri) yaptırıp, henüz kırık oluşmadan tanı konulabilirse hastalığın tedavisi mümkündür.”

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *