Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3456 %0,36
48,9036 %0,57
Ara

TESLİMİYET

YAYINLAMA:
TESLİMİYET Bir gün büyük bir yolcu gemisi, içinde yolcularıyla    okyanusun derinliklerinde battı. Gemiden sadece bir adam kıyıya ulaşmayı başardı. Dalgalar bu adamı, küçük ıssız bir adaya kadar sürüklemişti. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah’a yalvararak, birilerini bekledi. Ama ne gelen oldu ne giden… Daha sonra rüzgar, yağmur ve vahşi hayvanlardan korunmak için, ağaç dallarından ve muz yapraklarından bir kulübe yaptı kendine. Batan gemiden dağılan çeşitli eşyalar da, sahile vuruyor o da bunları toplayarak, kulübesinde kendine bir yaşam alanı oluşturuyordu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor pişirip yiyor ve okyanusa bakıp onu bulmaya gelecek kişileri gözlüyordu. Çokça dua ediyordu, kurtulmak için. Bir gün tatlı su getirmek için adanın diğer tarafına doğru gitti. Giderken içinden kuvvetli şekilde tekrar diledi; “Buradan kurtulayım lütfen, lütfen…” O sırada gök gürledi, bir kaç şimşek çaktı. Adam, korktu. Yağmur şiddetli yağacak bir an önce kulübeme döneyim diye düşündü. Suyunu temin eder etmez korkuyla kulübesine koştu. Fakat ne görsün binbir emekle yaptığı ve sığındığı tahta kulübesi alevler içerisindeydi. Bir şimşek kulübesine isabet etmiş ve onu yakmıştı. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Büyük bir üzüntü ile olduğu yere çöktü. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği kulübesi bile yoktu. Üzüntüsü öfkeye dönüştü. Günlerdir dualar edip yakarmasına rağmen kimsenin yardımına gelmediği gibi bir de, yaşamak için ihtiyacı olanlardan da mahrum bırakılıyordu. Ettiği onca duanın, onu bu sonuca getirmiş olmasına bir anlam veremiyordu. Adam artık yapacak hiç bir şeyinin olmadığını düşündü ve çaresizlik içinde olduğu yere kıvrılıp uyudu. Bir süre sonra ise bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya gelmişlerdi. Gemi kıyıya yanaştı. Adam yaşananların, rüya mı gerçek mi olduğunu anlamadan kendini gemide buldu. Hemen onu kurtaranlara sordu; “Benim burada olduğumu nasıl anladınız?” Duyduğu cevap ise onu çok şaşırttı. “Dumanla verdiğiniz işareti gördük” dediler. Ne demiş Şems-i Tebrizi; “Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?” Araçtır düzenimiz. Bu yüzden işte, evde, okulda hayatımız nerede akıyorsa belli aralıklarla bozulur ve değişir. Değişim olmadan gelişim olmaz çünkü. Direncimiz varsa değişmeye acıtarak, kabulde yaşıyorsak neşeyle sakince girer hayatımıza. Ama hep gelir değiştirip geliştirmek adına. Bir şeylere tutunarak yaşamak, olmazsa olmazlarımız bizi bağımsızlığımızdan, kişisel özgürlüğümüzden alıkoyar. Varlığın hürriyetinle yaşamak zorunda! Bu yüzden tek doğdun ve tek öleceksin. Yansıman olan, gözünün gördüğü her şeyin değeri bilerek ama gelip geçen şeyler olduğunun idrakiyle yaşa. Hep daha iyi şartlar için değil daha iyi bir sen için et dualarını… Daha iyi bir sen şartları zaten iyileştirecektir. Yaşam serüveninde yaşadığın şansızlıklara, olumsuzluk olarak gördüğün şeylere de kızma. Bunların da senin hizmetinde olduğunu bil. Bırak çıksın yangınlar, bırak essin rüzgar, fırtınaya teslim et bazen kendini. Sonunda güneş nasılsa açacak, yeni bir tohumla  yeşerecek dünyan ve her zaman bir yol bulacak su akacağı… Üzülmek istersen üzül diyorum sana merak etme tekrar gülümseyeceksin. Sen kim olduğunu, kendini bil yeter. Her zorluğun üstesinden her zaman gelirsin!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *