Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3456 %0,36
48,9036 %0,57
Ara

CENNETTE BİR KÖŞE

YAYINLAMA:
CENNETTE BİR KÖŞE İngiltere’de gazete editörlüğü yapan Brandon Grimshaw, 1962 yılında 13 bin dolara Seyşeller’de küçük bir ıssız ada satın aldı. Elli yıldır hiç kimsenin uğramadığı bu adaya taşınarak orada yaşamaya başladı. Robinson Crusoe gibi yaşarken yanına, bir Aborijin arkadaş da  buldu. Robinson’un Cuma’sı, Brandon’un ise Rene Lafortin’di vardı… Brandon’un adada ki yaşamı yıllarca sürdü. Brandon, Rene ile birlikte bu koca evlerini donatmaya başladı. Otuz dokuz yıl boyunca adaya kendi elleriyle 16 milyon ağaç diktiler ve yaklaşık beş kilometre yol inşa ettiler. 1996'da kendisi ve ada hakkında Kum Tanesi adlı bir kitap yazdı. 2007 yılında Rene Lafortin vefat etti. Brandon adada yapayalnız kaldı. ⠀ 81 yaşındaydı. Adaya 2.000 yeni kuş türünün gelmesini sağlamıştı. Dünya genelinde türü tükenme tehlikesinde olan, dev kaplumbağalar da getirdi. Grimshaw’ın çabaları sayesinde, bir zamanlar ıssız olan ada, artık Seyşeller faunasının üçte ikisine ev sahipliği yapıyordu. 2009 yılında Grimshaw ve ada hakkında aynı isimli bir belgesel yapıldı. Terk edilmiş toprak parçası gerçek bir cennete dönüştü. Birkaç yıl önce Suudi Arabistan prensi Brandon Grimshaw’a ada için 50 milyon dolar teklif etti, ancak Brandon bu teklifi kabul etmedi. Adanın zenginler için favori bir tatil yeri olmasını değil herkesin eğlenebileceği bir milli park olmasını hayal ediyordu. Sonunda bu isteğini de başardı. 2008 de ada, Milli Park ilan edildi. Grimshaw, Temmuz 2012'deki ölümüne kadar adada yaşayan tek kişi olarak kaldı. 2020 yılında dünyada en iyi öz varlığını koruyan milli park olarak anıldı. İnsanın isteyipte yapamayacak olduğu hiç bir şeyin olmadığını konuşmaya gerek yok sanırım. İçinde doğaya, insanlığa faydalı şeyler yapmak arzusu ve vizyonu olanlara ne mutlu. Farklı bir hikaye bırakması insanın ardından ne güzel. Cennet bu hikayeyi bıraktıktan sonra gidilecek bir yer değil tam olarak bu hikayeyi gerçekleştirebilmek için gerekli mevcudiyete sahip olma durumu bence. Zaten o beden o doğru işleri yaptıkça cennete dönüşmüyor mu? Aksi söz konusu olduğunda cehennem olduğu gibi… Sabah uykudan uyandığın o ilk an sana nerede yaşadığı en net bildirendir. O ilk his. Gözünü açtığında ilk ne hissediyorsun. Sana günaydın diyen ilk duygu ne? Yeni güne heyecan mı? Zorunluluklar mı? Dün gece bıraktığın hayatına devam edecek olmanın karşı hayal kırıklığı mı? Neşe mi? Huzur mu? Heves mi, bezmişlik mi? İşte ilk duygun ne ise ve o duygu hangisine ait ise sen orada yaşıyorsun. Cennette olsan yaşayacağın bir duygu mu cehenneme mi? Bence Brandon her sabah güneşin doğuşuyla uyanıyor ve gülümsüyordu. Ateşti çünkü yanağına öpücük konduran, o doğan güneşti. Su merhaba diyordu ardından, önünde duran koca okyanus… Kalkar kalmaz ise toprağa değiyordu ayakları, nötrlüyordu tüm vücudunu dengeliyordu. Rüzgar çarpıyordu yüzüne bu sefer, hava o her şeyi içinde barındıran hava… Belki doğadan, dört elementten bu kadar uzak yaşamak, belki de bu beton ve demir yığınları, yapay ışıklar ve her yere yayılmış alıcılar şu  cennetimizde yaşama işini çok zorlaştırıyordur. Biraz mı belki de epey… Neyse şikayet etmiyoruz. Ne demiş Taptuk Emre, hikaye etmekte şikayet etmektir. Diliyorum, diliyorum sadece. Daha çok güneş, daha çok toprak, daha çok su ve gerçek bir hava… Çünkü Morpheus’ta şöyle der Matrix filminde; “Bu soluduğunu hava mı zannediyorsun.” Yoo hiç zannetmiyorum, olmadığını biliyorum çünkü. Gerçek bir hava solumam için gerçek olan Ben’in farkında olmam lazım. Farkında mıyım? Peki siz farkında mısınız?
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *