Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3046 %0,23
48,9129 %0,43
Ara

GELECEĞİMİZ GENÇLİK 

YAYINLAMA:
GELECEĞİMİZ GENÇLİK  Gençlik dönemi buluğ ile başlayan kişinin iradesi ve aklı ile hareket etmesi gereken bir dönemdir. İslam dini hayatın dönüm noktasını oluşturan gençliğe büyük bir önem vermiş, gençliğin her açıdan iyi ve doğru bir şekilde yetiştirilmesi için gereken ahlaki ilkeleri belirlemiştir. Sevgili Peygamberimiz bu hususta hem davranışlarıyla olsun hem yaşayışıyla bizlere güzel bir örnek teşkil etmektedir. Gençlik dönemi, insan hayatının en önemli dönemidir. İnsan hayatının gelecekte olacağı durumu büyük ölçüde etkileyen ve biçimlendiren, kararların alındığı, insan kişiliğinin büyük ölçüde tamamlandığı bir dönemdir. İnsan geçimini sağlayacağı mesleğini, hayatını paylaşacağı eşini, bu dönemde seçer. Önemli ölçüde değer yargılarına, dünya görüşüne, zihniyet yapısına bu dönemde kavuşur. İyi veya kötü, faydalı veya zararlı bilgileri bu dönemde edinir. Disiplinli ve düzenli çalışma bu dönemde kazanılır. Ana babaya, büyüklere saygı, hoşgörü sabır ve yardımlaşma, Allah ve Peygamber sevgisi bu dönemlerde kazanılıp, sonraki dönemlere taşınır. Onun içindir ki gençlik dönemi insanın sosyal kişiliğine kavuştuğu, olgunlaştığı, kişiliğini bulduğu, kimlik sahibi olduğu kıymetli bir dönemdir. Gençlerimizin gelecekte birtakım problemler yaşamaması için öncelikle biz anne babalara, eğitimcilere ve tüm topluma büyük görevler düşmektedir. İlk eğitim evde başlar. Ta ki ana rahmine düşmesinden itibaren eğitim başlar. Onun içindir ki çocuğun ilk öğretmeni annesidir. Okul çağına geldiğinde ise ana baba, eğitmen ve toplum eşliğinde devam eder. Sevgili Peygamberimiz (SAV) “her çocuk İslam fıtratı üzere doğar; ancak annesi-babası onu Yahudi Hristiyan ve putperest yapar” buyurmaktadır. “(Tirmizi) Gençlere her şeyden önce iman dersi vermemiz gerekir. Öylesine sağlam bir İslam bilinci ve İslam ahlakı verelim ki, inanç boşluğuna ve ahlaksızlığa düşmesin. Nitekim sevgili Peygamberimiz kendisinden kuran öğrenmek için gelen gençlere; öncelikle iman dersi vermiş, sonra bu imana dayanan ilim ve ibadet öğretmiştir. Gençlerin de ilimleri ve ibadetleri arttıkça imanları güçlenmiş, İmanları güçlendikçe de ahlakları ve ibadetleri daha da artarak devam etmiş. Kendileri de her ayet okuduklarında bu maneviyatı hissetmiş ve Hz. Peygambere bunu itiraf etmişlerdir. Burada bilinçli, bilgili ebeveynlere ve hocalarımıza büyük görev düşmektedir. Gençlerimizi güçlü bir iradeyle nefislerine hâkim kişilikler haline gelmelerini sağlamalı, manevi eğitim sürecinden geçirmeliyiz. Onlara sevdiğimizi, her an yanlarında olduğumuzu her fırsatta hissettirmeliyiz. Onlara sorumluluk şuuru verip, maddi ve manevi yönden dengeli bireyler olarak yetiştirmeliyiz. Kötü arkadaş ve çevrelerden uzaklaştırıp; içki, kumar, uyuşturucu, sigara, fuhşiyat gibi kötü alışkanlıklardan korumalıyız. İyi arkadaşlar edinmesine, insanlarla iyi münasebet içinde bulunabilmesine yardımcı olmalıyız. Zararlı ideoloji ve fikirleri tanımalarında yardımcı olmalıyız. Okuldaki eğitimi, dersleri, ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenmeliyiz. Ülke ve milletimize faydalı bir meslek edinmesine yardımcı olmalıyız. Öğretmenlerimize de büyük görev düşüyor; her yönüyle onlarla ilgilenip, onları hayata iyi yönde hazırlamalıdırlar. Sevgili Peygamberimiz döneminde gençlerin İslam’ı yaşlılardan daha önce ve daha büyük bir arzu ve iştiyakla kabul ettiğini görmekteyiz. Bu nedenle ilk Müslümanların büyük çoğunluğunu gençler oluşturmuştur. Gençler arasında sayabileceğimiz Hz. Ali Müslüman olduğunda daha on yaşında idi. Onun ağabeyi Cafer B. Ebi Talip Müslüman olduğunda 20 yaşlarında idi. İlk Müslümanlardan, Müslüman gençlerden Zübeyir b. Avvam ise 12 yaşlarındaydı. Habbâb B. Eret 16 yaşlarında Müslüman olanlardandı. ilk Müslümanlar arasında gençlik kervanında kimler yoktu ki; Uhud savaşında kendi bedenini  Allah Resul’üne siper eden, ilahi davette ilk sıraları alan İslam’la şereflendiğinde henüz 18 yaşlarında olan Talha Ubeydullah,  yine 16 yaşlarında Müslüman olan Abdullah b. Mesud, yine 18 yaşlarında olup Mekke döneminde tebliğ ve irşad faaliyetleri için evini Peygamberimize tahsis eden Erkan B. Ebi Erkam 22 yaşlarında İslamiyet’le şereflenen Sabit b. Zeyd, zengin bir aileden gelip bütün servetini elinin tersiyle iten ve hayatına Hz. Peygamber’in getirdiği ilahi mesaj ile kendini vakfeden Uhud savaşında şehit olduğunda Allah Resulünün şehadetine gözyaşı döktüğü Musab B. Umeyr ve daha niceleri... Kıymetli Okurlar; Peygamber efendimiz (sav); gençlere öylesine şefkatli, candan ve sevgi dolu bir yürekle yaklaşmış, sahiplenmiş ki, onların etrafında pervane olmuş, onları gençliğin tehlikelerine karşı uyararak sağlam bir Müslüman gençlik oluşturmaya çalışmıştır. Gençler de O’na gönülden bağlanmış, o küçücük yaşlarına rağmen İslam davasını öncelikle onlar omuzlamışlardır. Allah onlardan razı olsun.  Bizlerde rahmet Peygamberini örnek alalım. Gençlerimize şefkat ve sevgi dolu bir yürekle yaklaşalım. Onların eğitim, öğretim ve sorunlarıyla ilgilenelim. Gönlünü Allah ve Resulüne bağlamış, Allah ve Resulünün sevgisine mazhar olan, Rabbimin razı olduğu bir genç yetiştirmek için çabalayalım. Onlara önem verelim, çünkü onlar bizim geleceğimiz...                    Selam ve dua ile.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *