HELAL KAZANÇ

HELAL KAZANÇ İslam dini, insanların hayatlarını çalışarak kazanmalarına büyük önem verir. Yaşamak için yiyecek, giyecek, ev ve eşya gibi şeylere muhtaç olan insanın bu ihtiyaçları karşılamak içinde çalışması ve kazanç sağlaması gerekir. İslam’da asli ve tabi kazanç yolu emektir. Dinimiz hiçbir şekilde emek sarf etmeden kazanç elde etmeyi tasvip etmez. Kişinin kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmesi amacıyla meşru yoldan çalışıp, kazanmasını farz olarak kabul etmektedir. Müslüman ticaretinde, işinde, çalışmasında, kazancında dürüst ve samimi olacak, rızkına haram karıştırmayacak, kendisini ve ailesini haram yollarla beslemeyecek! Hiç düşündük mü? Kişi malına neden haram karıştırır, neden helal yollardan kazanmak varken sonunda hesabını vereceği, tövbe etmezse kendisini azaba sevk edecek yollardan kazanç elde etmeye çabalar? Ahiretin varlığına sağlam bir şekilde inanan, rızık verenin Allah olduğunu bilen ve herkesin rızkının kendine ulaşacağının bilincinde olan, haksızlık yapma hususunda Allah’tan korkup kullarından utanan, asıl mülk sahibinin Allah olduğunu, ne kadar çalışıp biriktirse de biriktirdiklerinin dünyada kalacağının bilincinde olan, biriktirilen malların şükrünü eda edilmediğinde ahirette kişiye sorumluluktan başka bir şey olmayacağını bilen, dünyada haram para biriktirenlerin ahirette onları sahiplerine vermek zorunda olduklarını , ahirette de altın, gümüş ve paranın geçerli olmadığını, bu sebeple kişi üzerinde alacaklı olanlara yaptığı amellerinin sevaplarını vereceğini, Peygamberimizin ifadesiyle müflis olunacağının bilincinde olan, Allah’tan hiçbir şeyin gizli kalmadığını dünyada yapılanların en ince ayrıntısına kadar ahirette kişinin önüne serileceğinin farkında olan kamil bir mümin helal yolu bırakıp, hiç haram kazancın peşine düşer mi ? Dinimiz tembelliği, boş gezmeyi, dilenmeyi yasakladığı gibi rüşvet, faiz, hırsızlık, gasp, zina, kumar gibi kazanç yollarını da yasaklamıştır. Faiz alıp verirsek, kumar oynarsak, yetim malı yersek, işimizin hakkını vererek yapmazsak, olmayacak işleri oldurmak için rüşvet alıp vermek suretiyle başkasının hakkı olan şeylere kendi kendimize mal edersek, iş yerinde bize yüklenen sorumluluklardan kaçarsak, işçinin ücretini hakkını zamanında ve tam olarak ödemezsek, onun sırtından kazanır, fakat onun hakkını vermemek için bahaneler üretirsek, dinin yasak kıldığı malzeme üretip ticaretini yaparsak, dinin yasakladığı şeylerin işçiliğini yaparsak, stokçuluk yaparsak, insanların en çok ihtiyaç duyduğu malzemeleri saklayarak, fiyatları yükseltip kendi cebimize doldurursak, insanlara hileli satış yaparsak, ayıplı malı sağlam diye satarsak, çalarsak, malların gramajlarını olması gerektiğinden daha az yaparsak, malın iyisini ön tarafa koyup arkadan kötüsünü müşteriye verirsek vs. helal yolu terk edip kazancımıza haram katmış oluruz !! Kıymetli okurlar; Sevgili Peygamberimiz (sav) “Kıyamet gününde hiçbir kul ömrünün nasıl ve nerede tükettiği, ilmi ile ne yaptığı malını nereden kazanıp nerede harcadığı ve bedenini ne uğruna yıprattığı sorulmadıkça bir yere kıpırdamayacaktır “buyurmaktadır. Fütursuzca yaşadığımız, kazandığımızın nereden, helal mi haram kazanç mı olduğuna bakmaksızın sadece benim olsun, ben de olsun da nasıl olursa olsun anlayışıyla hareket etmelerimizden vallahi sorgulanacağız! Rabbimiz! Bizleri ticaret ahlakına uyan, helalinden kazanan, haramdan kaçınan kullarından eylesin. Selam ve dua ile...