Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3046 %0,23
48,9129 %0,43
Ara

DİN SAMİMİYETTİR            

YAYINLAMA:
DİN SAMİMİYETTİR             Dinin özü ihlas ve samimiyetten ibarettir. İhlas ve samimiyet, sadece ibadetlerimizle değil; Allah’a, kitabına, Resul’üne, Müslüman idarecilere ve tüm Müslümanlara samimiyettir. Samimiyetin olması için ilgi, bilgi, sabır, tövbe, günahlardan sakınmak, dua ve gayret gerekir. İhlas, dünyevi bir karşılık beklemeden sırf Allah rızası için yapılan bir kulluktur. İhlasın ne olduğu Peygamberimiz (SAV)’e sorulduğunda: “Allah’a onu görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen onu görmüyorsan bile o seni görüyor” buyurmuştur. (Buhari) Yüce Allah insanı yalnızca kendisine kulluk etmesi için yaratmıştır. Varoluşumuzun gayesi kulluk, bizim için şereftir. Kulluk, Allah’ı tanımak, ona gönülden bağlanmak, ona inanıp iyi işler yapmaktır. Kul olmanın özü Rabbe itaat etmek, ihlas ve samimiyetle ibadete sarılmaktır. İbadetlerin az veya çok olması değil, ihlasla yapılmış olması önemlidir. İbadet, müminin nişanı, imanın hayata yansımasıdır.  Allah’a yakın olma arzusunun ve iyi bir kul olma gayretinin göstergesidir. Rabbimize olan muhabbet ve bağlılığın en güzel tezahürüdür. Allah’ın sunduğu imkanlara, verdiği nimetlere şükürdür. Kulun, Rabbine sığınması halini arz etmesidir. İbadet eden insan ecir ve mükâfata nail olmanın yanında, nice güzel huy ve alışkanlıklar da kazanır. Kul olmak üzere yaratılan insan farz ve nafile İbadetlerle Allah’a yaklaşmaya çalışır. Onun rızasını kazanmayı, sevgisini elde etmeyi amaçlar. Ebu Hureyre (RA) dan rivayetle Resulullah (SAV) hadis-i kutside şöyle buyuruyor: “...Kulum, farz ibadetlerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder. Nihayetinde ben onu severim; onun işiten kulağı ben olurum, benimle işitir, ben onun gören gözü olurum, benimle görür, tutan eli, yürüyen ayağı ben olurum, benimle yürür. Benden istediğinde ona mutlaka veririm. Bana sığındığında da onu korurum.” (Buhari) “Bana bir karış yaklaşana ben bir arşın, yaklaşırım. Bir arşın yaklaşır ona bir kulaç yaklaşırım. Yürüyerek gelene, koşarak yaklaşırım”. (Buhari) “Kulum benim zikrimle dudakları kıpırdadıkça ben onunla beraberim.” (Buhari) Bu hadis-i kudsi de; Allah’ın kulunu sevdiğine, kulun farz olan görevlerini ek olarak nafile ibadetlerle Allah’a yakınlık kazandığı ve sonunda Allah’ın sevgisine ulaştığı belirtilmektedir. Farz ve nafilelere devam etmek, Allah’ın kulunu sevdiğine işarettir. Allah bir kulu sevdiği zaman, o kulun her işinde bu sevgi ve yardımın etkisi görülür. Allah rızasını umarak iyi niyet ve samimiyetle yapılan her iş aynı zamanda ibadettir; Ailesinin rızkını helal yoldan temin etmek için çalışarak geçimini sağlamak, yetim ve kimsesizleri sevindirmek, ihtiyaç sahiplerine, insanlara güler yüzlü ve güzel sözlü olmak (onları azarlamamak), geçim ehli olmak, hayvanlara sevgiyle yaklaşmak, alışverişte dürüst olmak, güvenilir olmak, selamı yaymak, insanlara iyi niyetli olmak ... İhlas, Müslümanın en önemli ahlaki vasfıdır. Amellerinin özü, dinin ta kendisidir. Allahu Teala, ihlaslı, samimi müminlerin vasıflarını, onların kurtuluşa, mutluluğa ereceklerini Kur’an-ı Kerim de şöyle buyurmaktadır: “Onlar iman edip, salih amellerde bulunurlar. “(Bakara, 25) Allah’tan korkup, günahlardan sakınırlar. (Al-i İmran 15) Bollukta da darlıkta da infak ederler. (Ali İmran 134 )  Öfkelerini yenerler.(Ali İmran 134 )  Yaptıkları kötü şeylerde bile bile ısrar etmezler. (Al-i İmran 135) güzel davranışlarda bulunurlar. (Yunus 26) Onlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikri ile sükunete erenlerdir. Biliniz ki kalpler Allah’ı anmakla huzur bulur. (Ra’d 28) günahlarından dolayı tövbe ederler. (Meryem 60) Onlar Rablerine şirk koşmazlar. (Mü’minun 59) bizim Rabbimiz Allah’tır deyip sonra dosdoğru bir istikamet tuttururlar. (Ahkaf 13 )  Gönülden Allah’a yönelip dönerler. (Kaf 32) Allah’ın rızasını dileyerek sabrederler, şükür ederler. (Ahkaf 15-16 )  Emanetlere ve ahitlerine riayet ederler. (Mü’min ,8) Hayır da yarışırlar. (Fatır,32) Onlar, Allah’a iman eder ve emirlerine uygun yaşarlar. (Yunus, 63) Onlar, boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler. (Mü’min 3) Onlar namazı kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete (cennet -cehenneme) de kesin olarak inanırlar. (Lokman 3-4) Aralarında hükmetmesi için Allah’a ve Resulü’ ne çağrıldıkları zaman ihlaslı müminlerin sözü “işittik ve itaat ettik” demeleridir. İşte felaha, mutluluğa kavuşanlar bunlardır.  (Nur 51-52) İhlas’ın ne olduğu Peygamberimiz (SAV)’e sorulduğunda şu cevabı vermiştir: “Allah’a onu görüyormuşçasına ibadet etmendir. Her ne kadar sen onu görmüyorsan bile o seni görüyor.” (Buhari) “Allaha inandım de sonra dosdoğru ol.” (Müslim) Selam ve dua ile...
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *