Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3402 %0,34
48,8683 %0,55
Ara

MİNNET

YAYINLAMA:
MİNNET “O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım, Her cerihamdan ilahî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım, O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl.” Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşımızın son iki iki kıtası… 1921 yılında Maarif Vekaleti, Kurtuluş Savaşı dönemimde halk ve ordunun rehavete kapıldığını farkeder. Bir milli marş’ın insanları tekrar birlik duygusuna getireceği ve güç vereceği düşünülür. Bunun üzerine milli marş yarışması düzenlemeye karar verilir. Türk ordusunun ve halkın inancını tazelemek amacıyla düzenlenen yarışmaya ülkenin farklı yerlerinden şairler katılır. Toplam 724 şiir, yarışma sonunda jürinin önünde duruyordur. Fakat hiç biri yaşanan mücadelenin ve sadakatin tam bir yansımasını sunamamıştır. Jüri halkın marşını bulamaz. Sonrasında Mehmet Akif'in yarışmaya katılmadığı fark edilir. Sebebi ise yarışmada para ödülü olmasıdır. Bu kutsal görevi para karşılığı yapmayı içine sindiremediği için yarışmaya katılmayı hiç düşünmemiştir. Mehmet Akif Ersoy’a özel bir davet mektubu gider. Ve marşımızın sözleri yazılmaya başlar. Şiir bittiğinde ilk olarak cepheye gönderilir ve askerler arasında okunur. Askerler şiirden çok etkilenirler. Bunun üzerine bir kaç gazetede yayınlanarak halka da sunulur. Marşımız olarak kabulu ise, elemeyi geçen şiirlerle birlikte, 12 Mart 1921 tarihinde meclis oturumunda gerçekleşir. İstiklal Marşı Hamdullah Suphi Bey tarafından okunduğunda, İstiklal Marşı’mızdan salondakiler öyle etkilenirler ki, o okunduktan sonra diğer şiirlerin dinlenmesine bile gerek duyulmaz. Meclis gözyaşları içinde şiiri ayakta alkışlar. Ve hala savaş içerisinde olan halkımızın kazanacağının sonsuz güvenini içeren şiir, İstiklal Marşımız olarak kabul edilir. En başından bu konuda ki kararı net olan Mehmet Akif Ersoy, bu şiiri zaten halkın yazdığını söyleyerek devletin verdiği para ödülünü kabul etmez. Ve onu milletine armağan eder. Geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Bayramı’mızın verdiği mutlulukla, tüm hafta kafamın bir içinde marşımız çaldı. Yazana, yazdırana helal olsun dedi kalbim. Duyguların yoğunluğundan aklım almadı da yaşadıklarımı, sesini çıkarmadan, bir köşede öylece izledi. Atamı andı kalbim. Mehmet Akif’i andı, şehitlerimizi andı. Kanın neden kırmızı, kalbin neden kan pompaladığını ve o bayrağın renginin kutsallığını anladı. Lafta değil tüm kalbimle ve bütün hücrelerimle minnettarım bu vatanı bize bırakan herkese… Tarih geçmiş gibi gözükür ama zaten zaman ona inanan için vardır. O yüzden Cumhuriyet Bayramı’mız geçirenlere bir kez daha mutlu, hep yaşayanlara daima kutlu olsun… Seni çok seviyorum Türkiye’m. İyi ki varsın! Ve iyi ki doğdun Cumhuriyet!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *