Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3402 %0,34
48,8683 %0,55
Ara

Köy Kanunu ve İmar Mevzuatı

YAYINLAMA:

7534 Sayılı Köy Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı torba kanun içinde 442 sayılı köy kanunu ile ilgili tek bir madde yer alırken, 775 Sayılı Gecekondu kanunu, 3194 Sayılı İmar Kanunu, 4708 Sayılı Yapı Denetimi Kanunu, 3065 Sayılı Katma Değer Kanunu, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve 7261 sayılı Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda içerdiği 25 madde kapsamında değişiklikler getirmektedir. 

Yapacak değerlendirmelerin öncelikle 7534 Sayılı Kanun’u “USUL” kuralları açısından tartışılmasını gerektirmektedir. 

Anayasanın 123. maddesinde idarenin kanuniliği ilkesine yer verilmiştir. Dolayısıyla idarenin kullanacağı yetkilerin yasaya dayanması zorunludur.

Torba kanun takip etmeyi güçleştirdiği ölçüde, kanunların bilinebilirliğine ve sonuçlarının öngörülebilirliğine de engel teşkil etmektedir. Ayrıca, torba kanunlar sistematik olmadığı için, yorum ihtiyacı doğduğunda, sistematik yorum yapma olanağı da bulunmamaktadır. Torba kanun, sivil toplumun yasama sürecine etkin katılımını engelleyen bir kanunlaştırma sürecinde yapılmaktadır. Bu sakıncaları yanında torba kanun, yukarıda değindiğimiz yöntemsel ilkelerden müzakere sürecini de saf dışı bırakmakta, parlamentoda komisyon ve genel kurul aşamaları tamamen biçimsel koşullar haline indirgenmektedir. Çok farklı konularda düzenlemeler içermesine rağmen, torba kanunlar genellikle esas komisyon olarak Plan Bütçe Komisyonu tarafından görüşülmekte, yasama sürecinde kabul edilmiş olan ihtisas komisyonu yaklaşımı saf dışı bırakılmaktadır. Komisyon aşamasında torba kanunlara çok fazla sayıda yeni madde eklendiği görülmektedir. İçtüzük 87. Maddedeki kural gereği değişiklik önergelerinin görüşülmekte olan kanunla “çok yakın ilgi” içinde olması zorunluluğu aranamamaktadır, çünkü torba kanunlar yapıları itibariyle “her konu ile ilgili” olabilmektedirler. Böylece yasama süreci bütünüyle sürprizlere açık hale gelmektedir. (1)

Hukuk devletinin en temel unsurlarından birisi olan hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkesi, bir hukuk düzeninde yürürlükte olan yasaların birbiri ile uyumlu ve insicamlı olmasını gerektirir. Bir hukuk düzeninde aynı anda birbiri ile çelişen yasal hükümlerin yürürlükte olması hukuki belirlilik ilkesini zedeler ve ortadan kaldırır. Bireyler açısından hukuki öngörülebilirlik ortadan kalkar. Bu nedenle kural Anayasanın 2. maddesine de açıkça aykırıdır.(2)hükmüne Anayasa Mahkemesi kararlarında yer almaktadır. 

Aynı şekilde “Esasen, Anayasa Mahkemesi’nin, kanun koyucu bizatihi Anayasa’ya aykırı addedilmesi gereken torba yasa uygulaması ve kanun başlığıyla ilgisiz düzenlemeler aracılığıyla temel hak ve özgürlüklere sınırlamalar getirdiğinde; ilgili metnin kanunlaşması safhasında konuya ilişkin serbest tartışmayı ve yürürlüğe girdiğinde de kanunun erişilebilirliğini zorlaştıran bu şüpheli durumu, yargısal denetiminin sıkılaştırılmasını gerektiren bir ölçüt olarak dikkate alması gerekir.”(3) hükmü ile torba yasa düzenlemelerinin hukuk devletlerince benimsenmemesi gereken uygulamalardan olduğuna dikkat çekilmektedir. 

Torba kanun bir kavram olarak, aslında kanunlara ilişkin bir ilkenin ve o ilke çerçevesinde çıkarılan kanunların karşıtına tekabül etmektedir ve sadece bu nedenle dahi aynı zamanda “formel” bir kavram olduğunu iddia etmek mümkündür. Sözünü ettiğimiz ilke, “kanunlarda konu birliği olması” ilkesidir ve Roma‟da M.Ö. 98 yılında kabul edilmiş bir kanunla çerçevesi çizilmiş bir ilkedir. (4)

Yukarıda yer alan hukuki görüşler ışığında M.Ö. 98 yıllında terk edilmiş bir kanun yapma tekniğinin ülkemiz açısından vaka-i adiyeden olması içinde bulunduğumuz sosyal çürümenin geldiği noktaya da işaret etmekte olup, 7534 Sayılı Kanun “USUL” kuralları açısından Evrensel Hukuku Kurallarına, Avrupa İnsan hakları mnahkemesi kararkarına ve Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan “Hukuk Devleti” ilkesinin ihlali nedeniyle iptal konusu olmalıdır. 

KAYNAKÇA 

1-    ERGÜL, Ozan “Türkiye’de Yasama Siyasetinin Temel Sorunları: Torba Kanunlar Ve Duruma Özel Kanunlar” Ankara Barosu Yasa İzleme Enstitüsü (http://yasaizleme.org.tr/turkiyede-yasama-siyasetinin-temel-sorunlari-torba-kanunlar-ve-duruma-ozel-kanunlar)
2-    AYM Esas Sayısı : 2021/28, Karar Sayısı : 2024/11, S. 35
3-    AYM Esas Sayısı : 2021/28, Karar Sayısı : 2024/11, S. 23
4-    ERGÜL, Ozan, age
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *