Çorum
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,8311 %0.04
47,0794 %0.18
Ara

Bende Varsın-1

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İnsanlar, en çok vakit geçirdiği beş kişinin ortalamasıymış. Demek ki birbirimize dokunduğumuz ve zamanla benzediğimiz bir gerçek…

Peki yakınımız da olmayanlara da benzer miyiz?

Herhangi bir konuda etki alanları yüksekse ve sizin de o konuda açığa çıkmayı bekleyen bir potansiyeliniz varsa, cevap evet.

Biriyle tanışır, biriyle az veya çok farketmez zaman geçirirsiniz ve bu sizi değiştirebilir. Ben insanların yedisinde neyse yetmişinde de o olacağına inanmam. Öyle olanlarda bana göre boşa yaşamıştır. İnsan değişmeli ve dönüşmelidir, iyiye doğru mümkünse.

Tanıştıktan ve çok da kısa bir süre geçirdikten sonra bende bir şeyler değişmesini sağlayan iki kadın girdi benimde hayatıma. İki kadın.

Hülya Abla ve Arzu Abla…

Hülya Abla’ya kısa bir süre, akşam yemeklerinde konuk olmuştum. Daha önce misafir olduğum evlerden farklı olarak, yemek hazırlığının hiç bir aşamasında ona yardım etmeme izin vermedi. Onun misafiri olduğumu ve yapmam gereken tek şeyin sofraya oturmak olduğunu söyledi. Bende misafir severim ama gelen herkes bir işin ucundan mutlaka tutar. Bu yüzden bu durum beni rahatsız etti. O yemekleri hazırlarken suçluluk duyuyordum. Zahmet verdiğim düşüncesi beni dürtüp duruyordu; “Kalk yardım et!”

Fakat bir süre sonra O’nun sofrayı kuruşuna , yemekleri hazırlayışına daldım. Çünkü gerçekten tüm bunları sevgiyle, isteyerek yapıyordu. Bunu farkettiğimde hissettiğim suçluluk kayboldu. Her şey birden olması gerektiği gibi ve büyülü bir hal almaya başladı. Rahatlamıştım hatta rahatın ötesinde keyiflenmiştim. Yemek hazırlarken tabakalara dokunuşu, konuşmaları beni sakinleştirdi. O’nun evinde bir kaç gün üst üste yemek yedim. Yemekler bende tek bir duygu bıraktı; değerlilik…

Kendimi misafirlik boyunca değerli hissettim ve bu duyguyu o kadar yüksek notadan hissettim ki, uzun bir süre etkisinde kaldım. Evime döndüğümde aklımda tek bir şey vardı;

 “Bende konuklarıma, böyle hissettirmeliyim düşüncesi…”

O’nun evine girdiğim ruh halimle, çıktığım ruh halim çok başkaydı. Bende bunu birilerine yapmalıyım. Bana gelen insanlarda mutlu, rahat ve özel hissetsin kendini. Kısa bir süre de olsa sıkıntılarını unutsun. Hatta hayatını ve  kim olduğunu unutsun. Bir mola versin hayatına. Nefes olsun o misafirlik süresi. Şifa olsun elimden yediği içtiği, diye söz verdim kendime.

Belki misafirlik zaten böyle hissettiren bir şeydi. Fakat ben daha önce tatmamıştım. 

Beni Hülya Abla bu kavramla tanıştırdı. Ve o günden sonra, bende bir Hülya yaşıyor. Bir parçası var artık bende. Yorgunsam bile evime gelen birine keyifle kahve pişiren. Kafam meşgulse bile kendimi bir köşeye bırakıp, şimdi benim zamanım değil şimdi önemli olan sensin, senin rahatın ve kendini iyi hissetmen diyen…

Cümlelerle değil hal ile, tavır ile, bakış ile…

Bana gelirsen mutlu git isterim benden, hafif git. Nasıl olduğunu anlayamadığın bir huzurla git. Nerden geldiğini bilmediğin bir kuvvetle git. Ben onun evinden öyle gittim. Ben onun evinden kendi evime bir parçasını getirdim.

Birbirimizde varız. Faydalı veya faydasız hallerimizle, iyiliğimizle kötülüğümüzle.

Bir şekilde birilerinde var olacaksın. 

Ne çoğalsın istiyorsan yaşamda, onu bırak başkalarına…

Devamı Haftaya..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *