Hoş geldin! YA Resul

Hoş geldin! YA Resul Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (SAV) 571 yılında Mekke’de doğdu. Mekke ve Arabistan’da en çok nüfusa sahip Kureyş’in Beni Haşim (Haşimoğulları) boyundandır. Babası Kureyş kabilesinin lideri ve Mekke yöneticisi olan Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah, annesi ise yine aynı kabilenin Zühre boyundan ve Vehb bin AbdMenah’ın kızı Aminedir. Sütannesi Halime’dir. Babasını doğmadan iki ay önce, annesini ise altı yaşında kaybeden Hz. Muhammed (SAV) dedesi Abdülmuttalib’in himayesine girdi. Abdulmuttalip, Hz.Muhammedi (SAV) yanından hiç ayırmadı, ona baba şefkati ve sevgisinin eksikliğini hiç hissettirmedi. Sekiz yaşında dedesi ölünce, amcası Ebu Talib’in yanına alındı. On-oniki yaşlarında çobanlık yaptı. Küçük yaşlardan itibaren ticarete atıldı. Peygamber olmadan önce insanlar arasında güzel ahlakı, dürüstlüğü, adaleti ile tanınarak Muhammed “ el-emin “ sıfatını aldı. Doğruluğu, dürüstlüğü ile gençliğinde herkesin takdir ve saygısını kazandı. 25 yaşında iken Hz. Hatice validemiz ile evlendi. Hz. Hatice’den Kasım, Abdullah, Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm, Fatıma adında altı çocuğu oldu. Kasım, Abdullah küçük yaşta iken vefat etti. Hz. Muhammed (SAV) nübüvvetle şereflendirilmeden önce, belli aralıklarla Nur dağındaki Hiramağrasına gider, inzivaya çekilirdi. 610 yılında Ramazan ayının 27.gecesi Hiramağarasındayken vahiy meleği Cebrail (AS) geldi ve ona ilk vahiy “ Oku ”emrini verdi. Hz. Muhammed ise “ Ben okuma bilmem ” cevabını verdi. Cebrail ikinci kez onu sıktı, bıraktı sonra “oku” dedi. O yine “Ben okuma bilmem” dedi. Cebrail üçüncü defa sıkıp, bıraktı vahyi tekrar iletti: “ Yaradan Rabbinin adıyla oku! O, İnsanı alaktandan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti. ” (Alak 1-5) Bu ilahi emir ile Allah Resul’ünün şahsında Allah’ın en büyük lütfu olan Kuranı Kerim’in nüzulü başlamış oldu. Allah Resulü, zor şartlar altında Peygamberlik vazifesine başladı. İnsanlara doğru yolu göstermek için pek çok sıkıntılara katlandı. İnsanların hem dünyalarını hem de ebedi olan ahiret hayatlarını kurtarmak için büyük gayret gösterdi. Resulullah, İslam’a davet ederken en yakınlarından başlamış, bulduğu her fırsatı değerlendirmiş, hiçbir zaman zorlaştırmamış, daima kolaylaştırmış, hep müjdelemiş, nefret ettirmemiştir. Ona, ilk eşi Hz. Hatice sonra kızları iman etti. Ardından Hz.Ali, Zeyd bin Harise ve Ebubekir iman etti. İslam dinine ilk girenler arasında hem erkekler hem kadınlar, hem de köleler ve hürler bulunmaktaydı. Bu ise İslam’ın herkesi kucaklayan, tüm insanlığın, Allah karşısında eşit olduğunu destekler niteliktedir. İslam’da zorlama olmadığı gibi ilk Müslümanlar da tamamen kendi istekleriyle İslam dinini kabul etmişlerdir. Peygamberimizin terbiyesi altında yetişen Hind B. Ebu Hale (RA) Resulullah’ın cemalini şöyle tasvir eder: Allah’ın elçisi iri yapılı ve heybetliydi. Yüzü ayın 14’ü gibi parlaktı. Orta boylu, saçları hafif dalgalıydı. Rengi nurani beyaz, alnıaçık, kaşlar hilal gibi ince ve sıktı. Burnu ince, hafifçe kavisliydi. Sakalı sık ve gür, yanakları düzdü. Ne zayıf ne de şişmandı. Göğsü ile omuz arası geniş idi. Avucu genişti. Yürürken ayaklarını yere sert vurmaz, sakin fakat hızlı ve vakarlı yürürdü. Bir tarafa döndüğünde bütün vücuduyla dönerdi. Konuşmadığı zaman daha çok yere doğru bakar ve düşünceli görünürdü. Hazreti Muhammed, kıyamete kadar gelecek insanlara örnek bir şahsiyet, davranışlarından ders alınacak bir rehber olarak gönderildiği için hayatın her yönünü kapsayan üstün ahlakla donatılmıştı. Nitekim Hz. Aişe Validemize Efendimizin ahlakı sorulduğunda: “ Onun ahlakı Kurandır ” buyurmuştur. Hz. Ali (RA) ise Peygamberimizin ahlakını şöyle anlatmaktadır: Daima güler yüzlü, güzel huylu idi. Kimseyle çekişmez, bağırıp çağırmazdı. Cimri değildi. Bir şeye kızarsa Kur’an kızdığı için kızar, beğenirse Kur’an beğendiği için beğenirdi. Ne kötü söz söyler, ne de kötülük yapmak isterdi. Herkese değer verir, hiçbir şekilde nezaketi ihmal etmezdi. Ağzından çirkin bir söz çıkmaz, ahlakı güzel olanın hayırlı insan olduğunu söylerdi. Son derece edepliydi ve hayânın imandan olduğunu söylerdi. Hz. Muhammed (SAV) 632 yılında Medine de 63 yaşında vefat etmiştir. Kabri Medine’de ki Mescid-i Nebevi’nin içinde yer almaktadır. RiyazülCenneolarakta bilinir. Hz.Muhammed (SAV) inananlar için eşsiz bir model ve ideal bir örnektir. O’na Salat ve Selam olsun. Selam ve dua ile…