KUTSAL MABET KABE
Kabe, İslam inancına göre yeryüzünde yapılan ilk mabet, Müslümanların kıblesidir. Mekke’de Mescidi Haram’ın ortasında yaklaşık 13 metre yüksekliğinde 11-12 metre eninde; üzeri her yıl hac mevsiminde yenilenen, hac ayetlerinin yazılı olduğu siyah ipek örtü ile örtülü taştan yapılmış dört köşe bir yapıdır. Diğer bir ismi ise “Beyt”dir. Daha çok “Beytullah” Allah’ın evi adıyla bilinir. Kur’an-ı Kerim de Beytullah’ın Hz. İbrahim tarafından oğlu İsmail’e birlikte bina ettiği açıkça belirtilir.
Yüce Allah Mekke’yi dünyanın en kutsal şehri kılmıştır. Mekke, içinde Kabe’nin bulunduğu ve hac ile umre ibadetinin ifa edildiği kutsal bir şehirdir. Bu bölge “harem” adıyla anılmaktadır. Allah Resulü göklerin ve yerin yaratıldığı günden itibaren Mekke’nin harem bölge olduğunun ve kıyamete kadar da böyle devam edeceğini haber vermiştir. (Müslim) Mescidi haram, ortasında Kabe’nin bulunduğu yeryüzünde bilinen en eski mescittir. Bu mescide Haremi Şerif de denir. Peygamber Efendimiz (SAV) İslamiyet’i tebliğ için zaman zaman mescidi haramı kullanmıştır. Hz. Ömer’in İslamiyet’i kabul edip Müslüman olmasından itibaren Müslümanların açıktan mescidi haramda namaz kılmaya başladıkları bildirilmektedir. Mekke’nin fethi üzerine Allah Resulü meşhur fetih konuşmasını Mescidi haramda yapmış ve oraya sığınanların korunacağını bildirmiştir. Hz. Peygamber ve Hz. Ebu Bekir döneminde küçük bir alandan ibaret olan Haremi Şerif, Hz. Ömer’in emriyle büyük oranda genişletilmiş, etrafı da duvarlarla çevrilmiştir.
Kâbe denince akla Kur’an’da ismi pek çok kez zikredilen İbrahim oğlu İsmail (AS) gelir. İbrahim (AS) Rabbinin emrine teslimiyet göstererek eşi Hacer ve oğlu İsmail’i az bir yiyecek ve su ile yaşamaya elverişsiz çorak bir Mekke vadisine bırakır. Eşi Hacer ile oğlu İsmail’i yaşam koşulları elverişsiz olan bu yere bırakan İbrahim (as) ‘a; bizi buraya getirmeni “Rabbim mi emretti “sorusuna, evet cevabı alınca arkasına bakmadan oradan ayrılmaya koyulur. “Madem ki Rabbim emretti, öyleyse Allah bize yeter.” Bu işin Allah’ın emri olduğunu öğrenen validemizin cevabı tam bir teslimiyetin ifadesidir. Hz. İbrahim’in kendilerine bıraktığı az miktarda su ve erzakın tükenmesi üzerine ıssız Mekke Vadisi’nde oğlu İsmail’in susuzluğundan endişe eden Hacer, safa ile Merve tepeleri arasında su aramaya koyulur, gidiş gelişlerinin sayısı yediye ulaştığında, Merve tepesinde iken oğlu İsmail’i bıraktığı yerden bir ses işitir. Hz. Hacer’in uzun arayışlardan sonra oğlu İsmail (AS)’in ağlarken tabanını vurduğu yerden suyun fışkırarak aktığı ve bu suyla İsmail’in oynadığını görünce yavaş yavaş ak, dur ! dur ! manasına gelen zem zem der. Büyük sevinçle etrafını kumlarla çevirerek bir havuz oluşturmaya çalışır. Avucu ile bir yandan suyu doldururken, bir yandan da çorak Mekke Vadisi’nde kendilerine su ihsan ettiği için Rabbine şükreder. Hz. Peygamber (SAV) : “Allah İsmail’in annesine rahmet eylesin, eğer suyun önünü kapatmasaydı zemzem şarıl şarıl akıp giden bir ırmak olurdu” buyurmuştur. (Buhari) Diğer taraftan Hacer’in Zemzem’i ararken Safa ile Merve tepeleri arasında yedi defa gidip gelmesi hac ve umre menasiki içinde yer alan sa’yın temelini teşkil etmiştir. (Buhari) (Kynk: Kur’an Yolu tefsir cilt 1, TDV İslam Ansiklopedisi.)
Kıymetli okurlar!
Kâbe; tevhidin simgesi olan, çok mübarek, çok bereketli bir mescittir. İbadet hayatımızdaki önemi büyüktür. Öncelikle biz Müslümanların kıblesi olduğu için yeryüzünün neresinde olursak olalım namazlarımızı Kâbe’ye yönelerek kılarız. Orada yapılan ibadetler, başka mescitlerde veya yerlerde yapılan ibadetlerden kat kat daha faziletlidir. Hacca gelip orayı ziyaret edenlerin günahları bağışlanır. Hz. Peygamber’in Mekke ‘de doğup büyümüş olması, ilk vahyin orada Hira (Nurdağı) da gelmeye başlaması ve Hz. Peygamber’in Hz. Ebu Bekir ile birlikte hicret ederken sığınmış oldukları Sevr mağarasının Mekke civarında bulunması, Müslümanların kıblesi ve zemzem suyunun burada bulunması, Allah’ın emriyle Hac ve umre ibadetlerinin yalnızca burada yapılması; bu beldenin önemini ve kutsiyetini bizlere sergiler.
Rabbimiz! Bizlere bu kutsal mabedi ziyaret etmeyi nasip etsin. (Amin) Selam ve dua ile...