Çorum
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,6792 %0.01
47,1397 %0.05
Ara
Kesin Karar Ulusal Ölen ve Kuşağı Tehlike Altında Olan Hayvanların İçlerini Doldurarak Gelecek Kuşaklara Aktarıyor

Ölen ve Kuşağı Tehlike Altında Olan Hayvanların İçlerini Doldurarak Gelecek Kuşaklara Aktarıyor

Ölen ve Nesli Tehlike Altında Olan Hayvanların İçlerini Doldurarak Gelecek Nesillere Aktarıyor

Isparta’da yaşayan 69 yaşındaki Mehmet Fatih Sezer, tahnit sanatı olarak bilinen hayvan doldurma sanatı ile ölü hayvanları sanat eseri haline getiriyor.
Isparta’da yaşayan 57 yıllık tahnit ustası Mehmet Fatih Sezer, Isparta merkezde tuhafiyeciler sitesi içerisinde bulunan atölyesinde, yasal yollarla avlanan veya doğal yollarla ölen ve nesli tehlike altında olan hayvanların içlerini doldurarak gelecek nesillere aktarıyor. Ortaokulda babasının avcılık yapmasından etkilenerek tahnit sanatını yapmaya başladığını belirten Sezer, “1966 Isparta’ya geldik. Ortaokula burada başladım. Tahnit sanatına ticari anlamlı o zaman başladım. Yoktu Isparta’da, hala yok bölgede tahnit sanatını yapan tek ustayım” dedi.
Çevre illerden hayvanlarını doldurmak için gelen insanların çok olduğunu söyleyen tahnit ustası Sezer “Eski avcılar beni çok iyi bilir. Avladıkları hayvanları çok getirirlerdi” şeklinde konuştu.

“Tahnit sanatı hayvan sevgisidir”
Tahnit sanatını hayvan sevgisi olarak tanımlayan Sezer, “Ben hayvanları sevdiğim için de bu işe başladım. Babam vururdu av hayvanlarını, ben üzülürdüm onlara. Hayvanları alıp dolduracağım diye uğraşırdım. Babam zaman sonra doldurduğum hayvanları çok beğenmeye başladı. Yaptıklarımı avcılara satıp parasını bana getiriyordu. Benim harçlığım oluyordu. Isparta’ya geldikten sonra tam anlamıyla tahnit sanatına başladım. Bütün eski avcılar hayvan getiriyorlardı, cep harçlığımı çıkarıyordum. Okul masraflarımı çıkarıyordum, bazen de kardeşlerime kazandığım paradan verirdim” dedi.
Sezer, tahnit sanatının en önemli unsurlarından birinin hayvanın öldüğü zaman beklememesi ve taze taze doldurulması olduğunu kaydetti.

“Çok uğraştım ama kimseye öğretemedim”
Tahnit sanatını çevresindeki insanların ya da meraklı olanların öğrenmesi için çaba harcadığı belirten Sezer, “Mustafa isminde eski bir çırağım vardı, ona öğretmeyi çok istedim ama beceremedi. Şimdi bana da öğret diyenler var ama kimseye öğretemedim. Bana da kimse öğretmedi, ben kendi kendime öğrendim. Babam destek verdi bana sadece” şeklinde konuştu.
Sezer konuşmasının devamında şimdiye kadar sansar, sincap, keklik, tilki, kuş ve alageyik gibi birçok hayvanı doldurduğunu belirtti.

















KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *