Çorum
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,5407 %0.13
45,3948 %-0.14
Ara
Kesin Karar Ulusal Profesörden Rip Akıntısında Hayatta Kalmanın Formülü

Profesörden Rip Akıntısında Hayatta Kalmanın Formülü


Profesörden Rip Akıntısında Hayatta Kalmanın Formülü

Her yıl denizlerde yüzlerce insana ecel terleri döktüren RİP(çeken akıntı) akıntısında hayatta kalmanın formüllerini anlatan Prof. Dr. Ali Uzun, "Bu hızlı akıntı karşısında yanlara doğru yüzün ve suyun üstünde kalmaya çalışın. Yüzme bilseniz bile eğer bu çeken akıntıdan korkup panik yaparsanız, yanlara değil de ona karşı yüzmeye çalışırsanız olumsuz bir durumla karşılaşabilirsiniz" dedi.
Denizlerde RİP akıntısı veya diğer sebeplerden dolayı her yıl birçok kişi boğularak hayatını kaybediyor. Yaz sezonun gelmesiyle Samsun’da özellikle son 1 ay içerisinde birçok kişi boğulma tehlikesi geçirdi. Vatandaşlara önemli uyarılar yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, önemli açıklamalarda bulundu.

"Türkiye’de hemen her yıl bine yakın boğulma vakası gerçekleşiyor"
Türkiye’de boğulma ile ölümlerin çoğunun yaz aylarında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Uzun, "Suda boğulma ile ölenlerin çok önemli bir kısmı genç yaştaki insanlardır. Bunların yüzde 70’inin yaşı 40’ın altındadır. Ölenlerin yüzde 20’si ise 20 yaşının altındadır. Baktığımızda Türkiye’de hemen her yıl bine yakın boğulma vakası gerçekleşiyor. Bunlardan 300’ü aşkını ölümle sonuçlanıyor. Türkiye ölçeğinde baktığımızda bunlar çok ciddi rakamlardır. Suda boğularak ölenlerin çok büyük bir kısmı yüzme amacıyla deniz, göl, akarsu ya da kanallara girme sonucu meydana geliyor. Çok az bir kısmı ise kazalar sonucu, özellikle trafik kazaları sonucu, araçların denize veya akarsulara uçması sonucu gerçekleşiyor. Baktığımızda yaz aylarında boğulma vakaları çok yüksek rakamlara ulaşıyor. Bunu biraz daha özele indirdiğimizde Karadeniz’de boğulma vakalarının fazla olduğunu görüyoruz. Bazı özel alanlarda ise bu oran daha da yükseliyor. Bu özel alanlar kayalık kıyıların olduğu yerlerde, mendireklerinin hemen yakınlarında dalga düzeninin bozulduğu yerlerde gerçekleşiyor. RİP akıntıları özellikle rüzgârlı ve dalgalı havalarda gerçekleşiyor. Çeken akıntı dediğimiz bu akıntılar boğulma ile ölümlerin baş sorumlusu durumundadır. Bu akıntılar öyle hızlı akıntılardır ki bu akıntıya yakalanan bazı insanlar korkudan ve buna bağlı kardiyolojik rahatsızlıklar nedeniyle hayatlarını kaybedebiliyor. Peki, bu RİP akıntısı veya çeken akıntı nasıl bir akıntıdır? RİP akıntısı kıyıdan aşağı doğru olan bir akıntıdır. Sık dalgalarla kıyıda biriken suların açığa dönmesi sonucunda gerçekleşen kısa süreli akıntılardır. Onun için vatandaş bunlara ’kum göçmesi’ de diyor. Dalgalı havalarda zaten kıyı bulanır; ama bu akıntının olduğu yerlerde daha kuvvetli bulanır ve bir sel suyunu andırır. Boğulma vakalarının azaltılması konusunda eğitim önemlidir. RİP akıntılarına yakalanan ve yeterli bilgisi olmayan kişilerin önemli bir kısmı boğularak hayatlarını kaybediyor" diye konuştu.

"RİP akıntısında hayatta kalma formülü"
Ali Uzun’un RİP akıntısına yakalananlara tavsiyeleri:
"Bu akıntıya yakalandığında insanları suyun üstünde kalmaya çalışması gerekiyor. Kendisini nihayetsiz bir şekilde açığa doğru çekmeyecek. Suyun üstünde kalmaları durumunda 200-300 metre sonra zaten kurtulacaklar. Su üstünde kalacaklar ve kıyıdan yardım istemeleri durumunda da kıyıdan onlara yardım gelecektir. İkinci bir durum; eğer yüzebiliyorlarsa yanlara doğru yüzmelerini tavsiye ediyoruz. Akıntıya kapılanların suyun üstünde kalmaları ve bir akarsuda yüzer gibi yanlara doğru, akıntıya karşı değil, yüzmeleri önemlidir. Çünkü bu akıntı hızlı bir akıntıdır. Saniyede 1-2 metreyi bulabilmektedir ki bazı olimpik yüzücülerin bile bu rakamlarla uğraşması zordur."

“Karadeniz’deki boğulanların büyük bir bölümü iç bölgelerden"
Karadeniz’e yüzmeye gelen iç bölgelerdeki insanlara da uyarılarda bulunan Uzun, "Dikkat çekeceğimiz bir başka husus ise Karadeniz veya sahil kentlerine iç bölgelerden günübirlik veya birkaç günlük gelen vatandaşlardır. Özellikle Samsun üzerinde konuştuğumuzda Çorum, Amasya, Tokat, Merzifon gibi iç kentlerimizden gelen insanlar ’gelmişken denize girelim’ diyorlar. Dalgalı olsa bile denize girmeyi talep ediyorlar. Yerel yetkililerimiz bu konuda insanları uyarıyor. Önemli bir kısmı bunlardan bihaber oldukları için ben iç bölgelerden gelenlerin mutlaka cankurtaran olan plajlarda yüzmesini tavsiye ediyorum. Tek başlarına denize girmemelerini öneriyorum. Kıyıda bunları bekleyen ana, babalarının veya tanıdıklarının olması, bunların denizde olduğunu yani yüzmekte olan gençlerin denizde olduğunu bilen birilerinin olması boğulmayla ölümlerin önlenmesi açısından önemlidir. Zamanında haber verilmesi durumunda ölümlerin en aza ineceğini söyleyebilirim. Boğulanların önemli bir kısmı yeterince yüzme bilgisi olmayan kişiler oluyor. Yani, iyi yüzme bilmeyenlerde ölüm oranı artıyor. İç bölgelerde, kanallarda baraj göllerinde ve akarsularda da bu sıkıntıyı görüyoruz. Serinlemek vasıtasıyla akarsuyun kenarına, gölün kenarına giriyor. Ayağa kayıp düşüyor. Genellikle baraj göllerinin kenarları hızla derinleşiyor. Birbirlerini kurtarırken de bazı yüzme bilmeyen insanlar böylece birbirini boğuyorlar. Bu sebeple biz çocuklarımıza özellikle kış sezonunda yüzme eğitimi aldırmamız lazım. Eğitim ve öğretim döneminde yüzme ile ilgili bilgiler vermek, boğulma sayısını azaltacaktır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *