Çorum
Açık
18°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,5394 %0.16
45,5161 %0.18
Ara
Kesin Karar Ulusal “Uyku Apnesi, Hafıza Kaybı Belirtisi Yaşatabilir”

“Uyku Apnesi, Hafıza Kaybı Belirtisi Yaşatabilir”


“Uyku Apnesi, Hafıza Kaybı Belirtisi Yaşatabilir”

Uyku apnesinin, temelde iki türe ayrıldığını belirten Ağız ve Diş Çene Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Emrah Dilaver, “Uyku apnesi Merkezi uyku apnesi ve Obstrüktif uyku apnesi diye ikiye ayrılır. Obstrüktif uyku apnesi olan bireylerin, uyku düzenleri bozulduğundan gün içerisinde yorgunluk, sinirlilik, hafıza kaybı gibi sağlık sorunları olabilir” dedi.

İstinye Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama Merkezi İSÜ Dent’ten Doç. Dr. Emrah Dilaver, gece boyunca tekrarlayan üst solunum yolu tıkanıklıkları ile karakterize bir hastalık olan uyku apnesinin gün içerisinde yorgunluğa, dikkat dağınıklığına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ve Obstrüktif uyku apnesi olan kişilerde uyku düzenleri bozulduğundan gün içerisinde yorgunluk, sinirlilik, hafıza kaybı, sabah baş ağrıları, konsantrasyon azalması, depresyon ve hatta yüksek kan basıncı, diyabet ve inme gibi ciddi sistemik belirtiler gösterirler” şeklinde konuştu.

“Sabah baş ağrısıyla uyanabilirler”
Uyku apnesinin, obstrüktif uyku apnesi (OUA) ve merkezi uyku apnesi olmak üzere temelde iki türe ayrıldığını dile getiren Doç. Dr. Dilaver, “En yaygın türü olan obstrüktif uyku apnesi hava akışının, hava yolunda oluşan tıkanıklıklar nedeniyle kısmen veya tamamen engellenmesiyle karakterize ciddi bir uyku bozukluğudur. Bu tıkanıklık hava yolunun birçok noktasında bulunabilir. Örneğin, tıkanıklıklar anormal derecede büyük bademcikler, adenoidler, dil, üst ve alt çene kemiklerinin geride olması gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Obstrüktif Uyku Apnesi olan bireyler uyku düzenleri bozulduğundan gün içerisinde yorgunluk, sinirlilik, hafıza kaybı, sabah baş ağrıları, konsantrasyon azalması, depresyon ve hatta yüksek kan basıncı, diyabet ve inme gibi ciddi sistemik belirtiler gösterirler” diye konuştu.

“Horlayan kişiler uyku apnesi adayıdır”
Uyku apnesinin teşhisinde horlamanın önemine işaret eden Doç. Dr. Dilaver, “Horlama, uyku anında solunum yolundaki anatomik yapıların gevşemesiyle solunum yolunun daralmasından ve hava akımının hızlanmasından kaynaklanır. Bu durum, üst solunum yolunun desteksiz dokularını harekete geçirir ve gürültülü seslerin üretilmesine neden olur. Bu nedenle horlama, uyku apnesi kadar ciddi olmasa da dikkatle izlenmesi gereken bir durumdur. Sürekli horlama problemi olan bireyler, uyku apnesi açısından risk altındadır çünkü horlama, uyku apnesinin bir ön belirtisi olabilir. Bu tip vakalarda yan kafa röntgeni, hastanın sadece horlama problemi mi yoksa uyku apnesi mi olduğunun belirlenmesinde önemli bir araçtır. Bu sayede doğru teşhis kolaylıkla konabilir ve uygun tedaviye hızlıca geçilebilir" ifadelerini kullandı.

“Tedavi seçenekleri”
Tedavi yollarına değinen Doç. Dr. Dilaver, “üst ve alt çenenin konumu hava yolu genişliği ile doğrudan ilgili olduğundan obstrüktif uyku apnesinde kritik bir rol oynar. Gelişim sırasında üst ve alt çene uygun bir şekilde büyümezse, hava yolu alanı sınırlı hale gelebilir ve obstrüktif uyku apnesine yol açabilir. Obstrüktif uyku apnesi için en etkili tedavilerden biri ‘ağız açıklığında kısıtlık yani maksillomandibular ilerletme’ olarak adlandırılan çene cerrahisi işlemidir. Bu ameliyatta alt ve üst çene öne doğru konumlandırılarak havayolu genişliği önemli derecede artırılmaktadır. Hastalar sadece gece değil, gün boyunca da anatomik olarak hava yolundaki iyileşme nedeniyle daha iyi nefes alabilmektedir” dedi.

“Ameliyat süreci”
Operasyon süreci hakkında bilgi veren Doç. Dr. Dilaver, “Bu ameliyatı planladığımız hastalarda öncelikli olarak bir tüm yüz tomografisi alınarak havayolu ve çenelerin konumları detaylıca analiz edilir. Planlanan çene hareketleri kullandığımız yazılımlarla simüle edilip ameliyatın bir provası yapılmaktadır. Sonrasında hastaya özel olarak ürettiğimiz ve bize ameliyatta rehberlik edecek cerrahi plakları dijital olarak üretiyoruz. Dijital tekniklerin kullanılması, işlemin hassas bir şekilde planlanmasını ve ameliyathane ortamında güvenle uygulanmasını sağlamaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *