Karavan Karavan demişken hemen size de sormalıyım değerli okurlar, çekme karavan mı motokaravan mı? Sizin tercihiniz ne olurdu? Benim için olmak ya da olmamak cinsinden bir soru bu. Fakat motokaravan fikri son zamanlarda zihnimde iyiden iyiye yer tuttu diyebilirim. Henüz karavan ile ilgili herhangi bir aksiyona geçebilmiş değilim. Halâ zamanı var belki şartlar biraz daha olgunlaşmalı ya da tam anlamıyla bir ihtiyaç haline gelebilmeli belki de. Şu an hayal kurma aşamasındayım. Bir karavanım olsa şuralara gider, şöyle yerleri gezer ya da rotam şu olurdu minvalinde fikirler demlemekle meşgulüm. Ah dostlar hayalini kurmak bile ne kadar güzel. Belki de karavan sahibi olmaktan daha güzeli karavan hayali kurmaktır, kim bilir? Çocuk yaşlarımdan itibaren hep gezmek, görmek farklı yerlere ulaşmak ve farklı insanlarla iletişim halinde olmak fikri beni daima heyecanlandırmıştır. Hatta hatırlarım, 90’lı yıllarda çocukluğu geçmiş bir birey olarak o yıllarda yaz tatili boyunca öğrenciler farklı sektörlerde çalışarak hem okul sezonundaki harçlıklarını çıkartır hem de hayatı öğrenirlerdi. Babama yalvarırdım beni bir uzun yol otobüs firmasına muavin olarak vermesi konusunda. Bazen bunun hayali ile yanar kavrulur bisikletime atlar, şehir terminalinin ıssız bir bankında saatlerce kalkmaya hazırlanan otobüslerin o tatlı telaşına şahit olurdum. Her biri birazdan Türkiye’nin farklı noktalarına hareket edecek ve İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara başta olmak üzere çeşitli metropollere seyahat keyfi az sonra başlayacaktı. Ah o otobüsün içinde ben de olabilseydim, ne güzel olurdu. Herkesi yolcu ettikten sonra terminalden el ayak usulca çekilir, çığırtkanlar yazıhanelerine dönerken bana da evin yolunu tutmak düşerdi çaresiz. Yolcu ettiklerim sanki en yakınlarımmış gibi içimi derin bir hüzün kaplar, ne zaman şehir dışına çıkabileceğimin hayalini kurardım. Çocukluğuma dair bütün bu anıları sizce niye anlattım sevgili okur? İçimde dindirilemez bu seyahat tutkusunun karavanda kendini bulabileceğini düşünüyorum da ondan elbette. Eğer bir karavanınız varsa hem şoför hem de muavinsinizdir. Mola vermek isterseniz kenara çekersiniz ve ikramlarınızı hazırlayarak konuklarınıza sunarsınız, tıpkı uzun yollardaki muavinler misali. Onlar gibi aracınızda yatıp kalkar yine onlar gibi aracınızı eviniz bellersiniz. Şimdi anlıyor musun sevgili okur karavan sevgimi ifade edebilmek için neden çocukluğuma inmem gerektiğini. Bu seyahat tutkusu mesleğimde bile yakamı bırakmadı diyebilirim. Memuriyete başladığım ilk 6 yıl içerisinde 5 farklı şehir değiştirerek sanırım memuriyet tarihinde bir rekora imza attım. Hayır, yanlış anlaşılmak istemem bu değişiklikler bir sürgün ya da yaptırım sonrası olmadı. Şartlar öyle gelişti diye geçiştireyim hadi de siz onu benim seyahat tutkuma yorun bari. 2008 yılında Tekirdağ’da başladığım mesleğime 2009 yılında Batman’da, 2011’yılında İstanbul’da, 2012 yılında Trabzon’da ve 2014 yılında Çorum’da devam ederek Guinness Rekorlar Kitabına girsem girerdim diyeyim de siz anlayın, sevgili dostlar. Ha bu arada söylemeyi unuttum 2009 yılının ikinci çeyreğini de Batman’da değil askerlik vazifesi gereği Bursa’da tamamladım. 6 yılda 6 şehir oldu sanırım. Bu işin bir tedavisi olmalı diyorum. Sizce karavan bu yarama merhem olabilir mi? Olabileceğini söylüyor doktorlar, hep birlikte yaşayıp göreceğiz sevgili okur.