Çorum
Açık
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,4261 %0.08
45,7325 %0.22
Ara

İnsanca

YAYINLAMA:

Sevgili okurlar, bugün sizlerle mahkeme koridorlarındaki yorgunluğu konu edeceğiz. Kanunlar yorulur mu? Bu yoğunluktan insanlar nasıl payını alıyor? Bunlar ve benzeri soruları kurcalayacağız. Gelin hep beraber konumuza geçelim: 
İnsan adliyelerde çalışırken zamanla bazı şeyleri daha net görmeye başlıyor. Dosyalar artıyor, dilekçeler birikiyor, süreler işliyor. Ama bu işin belki de en ağır kısmı, somut olarak fark edilemeyen ancak esas yorgunluğun kaynağı olan: yargı sürecinde taşıdığımız yük. 
Bir dosyanın içeriğinde çeşitli kanun maddeleri, onlarca talep, sunulu beyanlar vardır. Ancak o satır aralarında gizli olan; bazen yılların birikmiş kırgınlığı, bir annenin yürek acısı, bir işçinin umudu, bir babanın sessizliğidir çoğu zaman... Hukuki olarak ilerleyen bir süreç, duygusal olarak fazlasıyla yıpratabilir insanı. 
Özellikle uzun süren davalarda bunu çok daha net hissederiz. İnsanlar bize “Avukat hanım/bey, daha ne kadar sürecek?” diye sorduğunda, aslında hukuki sürecin daha ne kadar süreceğini değil, bu süreçte hissettiklerine daha ne kadar dayanabileceklerini sormak isterler. Cevap bazen belli, bazen belirsizdir. Ama her durumda bir bekleyiş vardır. Beklemenin ise sadece zamandan değil, insandan götürdüğü şeyler de var. 
Elbette yargılama bir süreçtir. Her şey birden olmuyor, olmamalı da. Deliller toplanmalı, taraflar dinlenmeli, adil bir karar için zaman tanınmalı. Ama bu süreçte unutulmaması gereken bir şey var: Hukuk işlemesini sürdürürken insanlar yaş almaya, yorulmaya, bazen de umudunu kaybetmeye devam ediyor. 
Bazen sadece bir boşanma davası değildir açılan dava. Aynı zamanda bir hayal kırıklığının, bir tükenişin son durağıdır. Bazen bir tazminat talebi, sadece para değil; yaşananların “haksızdı” diye tescillenmesini istemektir. Bazen sadece bir savunma değil, hayatta kalma mücadelesidir verilen. 
İşte bu yüzden “kanunlar değil, insanlar yoruluyor” diyoruz. Yasa yorulmaz, yıpranmaz, hissizdir. Ama biz öyle değiliz. Bu yüzden avukatlık sadece hukuki bir temsil değil; bazen bir omuz, bazen bir sabır, bazen de sadece sessizce yanında durma halidir. 
Adaletin yerini bulması kadar, o yeri ararken insanın kaybolmaması da önemlidir. Ve belki de asıl adalet, sadece sonucu değil, süreci de insanca kılabilmektir.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *