Şampiyonluğun Önündeki En Büyük Engel: Oto-Kontrol!
Esenler Erokspor deplasmanında sezonun belki de seyir zevki en yüksek maçını izledik. Kırmızı-Siyahlıların sergilediği oyun beni mutsuz etmedi; ancak o jeneriklik goller, kıl payı kaçan şanslar ve mağlubiyeti hak etmediğimiz duygusu, bu maçı sezon sonunda en çok üzüleceğimiz karşılaşmalardan biri haline getirdi. Bu hafta, hem yanımızda olmayan futbol tanrılarını hem de kazanmak için taktik kadar hırs ve oto-kontrolü elden bırakan 'didişmeye' olan ihtiyacımızı konuşacağız.
Yenilgiyi Hak Etmedik
Her iki takımın da karmaşık duygulardan geçtiği günlerin sonunda heyecan dolu bir liderlik maçı izledik. Çağdaş Çavuş’un takımı bu maça Oğulcan’ın babasını kaybetmenin verdiği hüzün ve Yusuf ile Pedrinho gibi iki önemli eksiği ile çıktı. Esenler Erokspor ise geçen hafta dokuz kişi kalan rakibine gol dahi atamanın verdiği moral bozukluğu ile hazırlanarak çıktı. Buna rağmen top bir o kalede bir bu kalede, tempo neredeyse hiç düşmedi. Ligin kadro kalitesi yüksek iki takımın şanına yaraşır bir maç oldu. Belki de sezonun şimdiye kadar seyir zevki en yüksek maçı oldu belki de sezonun en güzel golünün atıldığı maç da oldu. Aynı zamanda sezon sonunda muhtemelen en çok üzüleceğimiz maçlardan da biri olacak. Bunun bir nedeni de gerçekten mağlubiyeti hak etmediğimiz bir maç olduğunu düşünmem!
Çok önemli bir maçı, liderliği kaybettik. Az sonra söyleyeceklerim bu gerçeği elbette değiştirmeyecek ama Yusuf ve Pedrinho’nun yokluğunda Esenler Erokspor’a karşı oynanan bu oyun beni mutsuz etmedi.
Jeneriklik Golün Alt-Üst Ettiği Maç
Ciddi defansif zaaflar kabul edilemez ancak maç içinde kazanmayı hak eden taraf çok net şekilde Arca Çorum FK idi. Özellikle ikinci yarının ilk çeyreğindeki oyun, bu maçı hak ettiğimizin en büyük kanıtı. Beş dakika içinde kıl payı sebepler ile sayılmayan iki gol ve çok geçmeden yediğimiz jeneriklik gol her şeyi alt-üst etti. İki golden biri geçerli sayılsa, Faye’nin o fantastik vuruşu gol olmasa belki de şu an lider bizdik. Daha önce yanımızda olan futbol tanrıları bu maçta bizim ile değildi maalesef.
Yenilgi üzücü, eleştiri doğal ama bu maç sonrasında çok üzülmemek, ciddi eleştirilerden uzak durulması gerektiğini düşünüyorum.
Sadece İki Sarı Kart Mı?
Bu maçta bir şey eleştirilecekse takımdaki hırs yoksunluğu eleştirilebilir. Sanırım bu da Yusuf Erdoğan’ın yokluğundan kaynaklandı ancak bu görevi birinin üstlenmesi gerekirdi. Böyle bir maçta bir takım nasıl yalnızca iki sarı kart görebilir ki gördüğümüz sarı kartların ikisi de maç berabereykendi. Böyle bir maç oynanırken nasıl bir futbolcu hırsına yenik düşüp de sert faul yapmaz veya rakibi ile veya hakem ile didişip kart görmez! Bu kadar oto-kontrol ile şampiyon olunacağını düşünmüyorum! Çağdaş Hocanın geliştirmesi gereken şeylerinin olduğunu ben de düşünüyorum ama oyuncuların da çok daha fazla hırsa ihtiyacı var. Taktik beceri kadar daha içi hırs ve istek de maç kazanmak için şart!
Birilerinin Bir Şey Yapması Gerek
O veya bu şekilde zorlu beş haftanın ilk virajında istediğimizi elde edemedik. Şimdi sırada Çağdaş Çavuş’un iyi tandığı Iğdır FK ile karşılaşacağız. Sonrasında ise yine bir milli ara. Atmosfere bakılırsa kader haflarından birini yaşayacağız. Her şey güllük gülistanlık da olabilir tekrar yine bir belirsizlik ve başarıya zar atma durumu da …
Her rakibin bizi favori gördüğü ve ona göre pozisyon aldığı ligde, artık çok daha fazlasını yapma vakti geldi, geçiyor. Belki bunu Çağdaş Çavuş’un ve oyuncuların yapması belki de yönetimin …
O yüzden diyorum ki ya teknik heyet ya oyuncular ya da yönetim; kim yapacaksa yapsın, o hırsı sahaya sürsün! Süper lig için kenetlenmekten başka çaremiz yok.