Mevlana'nın "Suskunluğum asaletimdendir..." sözlerine atıfta bulunan Saatcı, "Lafa ve söyleyene bakınca güler geçeriz" dedi. "Malum-Sen'i yakinen tanıdığını" belirten Saatcı, sağlık idarecilerini tarafsız olmamakla veya sendikacı gibi davranmakla itham etme konusunda en son sözü söyleyecek sendikanın (Malum-Sen'i kastederek) kendileri olduğunu, bu konuda hiçbir sendikanın "ellerine su dökemeyeceğini" hem kendilerinin hem de "cümle alemin" bildiğini ifade etti. Saatcı, "Biz ise bunları biliyoruz, unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız" diye ekledi.
Sağlık-Sen olarak önceliklerinin her zaman sağlık çalışanlarının haklarını savunmak, adalet ve liyakat esaslarını desteklemek olduğunu belirten Saatcı, "Tarafsız insan yoktur. Her insanın tarafı vardır ve olmalıdır. Yöneticilikte esas olan adil olmaktır. Yönetici görevinde adaletten, haktan, hukuktan, eşitlikten ayrılmadığı sürece düşünce bazında taraf olabilir" dedi. Sağlık yöneticilerinin tarafsızlığının sorgulanmasını, eleştiriyi yapan sendikanın "ruhsal durumunun göstergesi" olarak değerlendirdi.
Sendikacılığın özünden saptırılarak bireysel çıkarlar için kullanılmasından duyduğu endişeyi dile getiren Saatcı, bazı sendika temsilcilerinin yöneticilere baskı kurduğunu, asılsız iddialarla itibarsızlaştırma çabasına girdiğini gözlemlediklerini belirtti. Bu tür iftiraların sadece yöneticilere değil, çalışan motivasyonuna, kurumsal güvene ve hizmet kalitesine de zarar verdiğini vurguladı.
Gerçek haksızlıkların yasal yollarla araştırılmasının önemini belirten Saatcı, somut delilden yoksun iddialarla iftira kampanyası yürütmenin etik ve hukuk dışı olduğunu söyledi. Yöneticilerin ve sendikaların şeffaf, adil ve diyalog temelli çalışması gerektiğini ifade eden Saatcı, "Sağlıkta yöneticilerin sağlıklı seçilip seçilmedikleri, tarafsızlıkları, liyakat ve ehliyet sahip olup olmadıklarını belirleyen tescil hakkı Malum-Sen de midir? Yöneticileri tarafsızlıkla itham etmek ne kadar etik ve ahlakidir?" sorularını yöneltti.
