Çorum
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,4861 %0.31
45,4600 %-0.26
Ara
Kesin Karar Ulusal Saraçlık Son Ustası ile Yaşıyor

Saraçlık Son Ustası ile Yaşıyor


Saraçlık Son Ustası ile Yaşıyor

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 78 yaşındaki Nurettin Yılmazer, 8 yaşından bu yana aynı dükkanda 70 yıldır dede yadigârı mesleği yaşatmaya çalışıyor. Nurettin Usta ile Balıkesir’de saraçlık mesleği de son temsilcisi ile yaşıyor.
1946 yılında Bulgaristan’ın Kırcaali kentinde dünyaya gelen Nurettin Yılmazer, ailesinin 1951 yılında Sındırgıya göçmesiyle beraber başladığı dede yadigârı mesleğini 70 yıldır devam ettiriyor. Motorlu taşıtların az olduğu dönemde araba koşumları, binek veya çeki at takımlarını dükkânında yapan Yılmazer, şimdilerde ise daha çok traktör ve kamyon brandası ile kamp çadırları dikip çoban torbası ve köpek tasması üretiyor. Yılmazer, saraçlık mesleğini kendisinin keşfetmediğini, bu mesleğin atadan kalma bir miras olduğunu ifade ediyor. Dedesi ve babasının da saraç olduğunu ve kendisinin üçüncü kuşak olduğunu dile getiriyor.
Yılmazer, saraçlık mesleğinin inceliklerine değinerek, "Bu peygamber mesleği, öyle güzel bir meslek ki yaptığın eser gibi, nasıl inşaat ustası güzel bir ev yapıyor, bizde ata göre boynuna göre sırtına göre yaptığınız zaman onlarla övünüyorduk. Herkes kaşık yapar sapını ortaya getiremez, herkes hamut yapar hayvana göre yapamaz. Biz hayvanın boynunun ölçüsünü alıyorduk ona göre hamut yapıyorduk" şeklinde konuştu.
Zamanında Türkiye’nin dört bir yanına hamut üretip gönderdiğini ifade eden Yılmazer, “Türkiye geneline hamut gönderdim. 5,6 kişi çalışıyorduk Haftada yüz tane hamut yapıyorduk. Oradan Türkiye geneline sevk ediyorduk. Gayet de iyi yani ben mesleğimden pişman değilim. Bizim gibi insanları bulmak artık çok zor yani. Dağın başında adam çift sürüyor. Dağ bölgesindeyiz. Yine de atlar var, merkepler var, eşekler var. Onların bir hamutu kırıldığı zaman yine beni buluyorlar. Yoksa o adam o işi yapamayacak traktörün giremediği yer” dedi.
Yılmazer mesleği sayesinde 3 çocuğunu üniversite okuttuğunu belirterek, "Allah’a çok şükür bu mesleğin sayesinde 3 tane çocuğum var, 3 çocuğuma da üniversite okuttum. İkisini öğretmen yaptım, birini veteriner hekim yaptım" dedi.
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte saraçlık mesleğinin azaldığını belirten Yılmazer, "Eskiden her evde 1 at vardı, çift sürmek için veya 2 at vardı. Şimdi her evde 1 traktör, 2 traktör var zaten o ata da ihtiyaç kalmadı o merkebe de o öküze de yani ve ondan sonra da bize de ihtiyaç kalmadı" diye ekledi.
Yılmazer, artık gençlerin mesleği tercih etmediğini belirterek, “Gençler şimdi sanat öğrenmeye gelmiyorlar, para kazanmak istiyorlar. Önce soruyor zaten çocuk benim maaşım kaç para olacak? Benim sigortamı ödeyecek misin diyor" dedi. Saraçlık mesleğinin kültürel miras açısından da önemine vurgu yaparak ve bu mesleğe merakı olan gençler için devletin bu tür meslekleri desteklemesi ve yaşatması gerektiğini ifade eden Yılmazer, "Sigortasını vermesi lazım, aylığını vermesi lazım, mecbur koşması lazım. Mademki ben sana bu aylığı orada veriyorum sen o ustanın yanında öğreneceksin diye mecbur koşması lazım. Nalbantlıkmış efendim saraçlıkmış bunlar kapanan, kaybolan meslekler, semerciymiş bu ustaları bulmak çok zor" şeklinde konuştu.
Yılmazer, mesleğinden hiç pişman olmadığını ve bu mesleği sevgi ve tutkuyla sürdürdüğünü belirterek, "Belki ileride altın gibi olacaklar ama şimdi altın değiliz biz, şimdi altınlıktan çıktık" dedi.

KAYNAK: İHA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *