İSTANBUL (AA) - GÜLSELİ KENARLI - Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü'nden Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu, Cezayir sahillerinde keşfedilen ve bölgedeki doğal ekosistemle uyumsuz bir istilacı yosun türünün, Japonya'dan getirilen midyeler aracılığıyla taşınmış olabileceğini ifade etti. Haznedaroğlu, deniz suyundaki artan sıcaklık ile kirliliğin bu tür istilaların yaygınlaşmasına zemin hazırladığını vurguladı.
Cezayir Kıyılarında Yeni Tehdit: Rugulopteryx okamurae
Pasifik Okyanusu'na ait olan istilacı yosun türü "Rugulopteryx okamurae", geçtiğimiz hafta içinde Akdeniz'de Cezayir'in kıyılarına yoğun olarak yayıldı. Başkent Cezayir'deki Seyyidi Fureyc sahilinde sıkça görülen bu yosunlar, özellikle yaydığı hoş olmayan koku ve oluşturduğu kaygan zemin nedeniyle bölge sakinlerini rahatsız etmekte. Bu durum, yerel halkın sahilden uzak durmasına neden oluyor ve ekosistem üzerinde baskı oluşturan bir durum haline gelmiş durumda.
İstilacı Türlerin Yayılma Nedeni
Haznedaroğlu, bu türlerin Akdeniz'de hızlı bir şekilde yayılmasının ardında yatan sebep olarak yaz aylarında artan ışık ve sıcaklığı işaret ediyor. İstila eden yosunların, özellikle Akdeniz'de yetiştiricilik amacıyla getirilen midyeler aracılığıyla bu bölgeye ulaştığını düşündüğünü belirten Haznedaroğlu, bu türlerin yerel ekosistem için büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizdi. İstilacı türler, kendilerine özel yaşam alanlarına sahip olmadıklarından dolayı çok hızlı bir şekilde çoğalabiliyorlar.
Deniz Suyu Sıcaklığının Rolü
İklim değişikliğinin bu tür olayların dijital bir öncüsü olduğunu kaydeden Haznedaroğlu, deniz suyu sıcaklığındaki artışın bazı canlı türlerinin daha hızlı yayılmasına yol açtığını ifade etti. Artan sıcaklıklar ve kirlilik, bu tür olayların daha sık yaşanmasına neden olmaktadır. Kıyı bölgelerinde gözlemlenen bu istikrarsızlık, yaz aylarında artan etkilerini gösteriyor ve ekosistemler üzerinde kalıcı hasarlar bırakma potansiyeline sahip.
Kirliliğin Ekosisteme Etkisi
Kıyı şehirlerindeki artan kirliliğin de istilacı türlerin yayılmasında önemli bir etken oluşturduğuna vurgu yapan Haznedaroğlu, azot ve fosfor gibi besin maddelerinin denizlere aşırı karışmasının bu türlerin artışına yol açtığını ekliyor. Meksika ve Karayipler'de de benzer şekilde Sargassum yosunlarının büyük alanlarda yayılması gözlemlenmişti. Bu özel durum, Akdeniz gibi ekosistemlerde de benzer olarak görülebilir. Haznedaroğlu, Türkiye’nin Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj olayları ve Akdeniz kıyılarındaki su sümbülü sorununu örnek olarak gösterdi.
Gelecekte Beklenen Olaylar
İklim değişikliği ve insan kaynaklı kirliliğin devam etmesi sonucunda, bu tür ekolojik dengesizliklerin gelecekte daha sık yaşanabileceğini ifade eden Haznedaroğlu, insanların okyanus ve denizler üzerindeki etkilerinin artmasıyla bu tür olayların sıklığının da artacağına işaret ediyor. Olası doğal krizlere karşı toplumların bilinçlenmesi ve önlemler alması gerektiğini belirtiyor.