Amerika'da bir idam mahkumu, infazını beklerken hükümet yetkilileri bir teklifle gelir. Bir deney için idamını elektrikli sandalye de değil de, zehirli bir serumla takarak yapmak istediklerini ve bunun karşılığında ailesine yüklü bir para yardımı yapılacağını söylerler. Mahkum zaten öleceğini, en azından ölürken ailesine yardım edebileceğini düşünür ve bu teklifi kabul eder.
İnfaz günü gelir. Mahkumu yatağa yatırırlar ve kendisine bir serum bağlanır. Doktor, infazın detaylarını mahkuma anlatmaya başlar;
-Gördüğünüz gibi Bay Jefferson, bağladığımız serumda kademe kademe renkli sıvı mevcut. En üstteki yeşil renkli sıvı bittiğinde elleriniz ve ayaklarınız uyuşacak, ortadaki mavi sıvı bittiğinde kollarınız ve bacaklarınız uyuşacak, alttaki kırmızı sıvı bittiğinde ise kalp ritminiz yavaşlayacak, nabzınız düşecek ve ölümünüz gerçekleşmiş olacak…
Ve her şey, tam da doktorun söylediği gibi gelişir. Önce eller ve ayaklar uyuşur, sonra bacak ve kollar…
Sonra ise kalp durur ve mahkum ölür.
Üzerinde deney yapılan mahkûmun ölüm sebebi ise kalp krizidir. Çünkü serumda bulunan ve zehirli olduğu söylenilen sıvı ise sadece sudur...
Buna ters plasebo etkisi denir.
Plasebo etkisi ise fiziksel olarak iyileştirici bir güce sahip olmadığından, terapötik gücünü tamamen hastanın verilen ilacın işe yarayacak bir ilaç olduğuna inanmasıdır. İnsanların isterlerse kendilerini iyileştirebilme gücü olduğu fikrini taşır.
İnancımız bedenimiz üzerinde hakimiyet kurar.
Bedende kafamızın gövdemizin üzerinde olması, fiziksel açıdan bedenin kusursuz dizaynını sağladığı gibi aynı zamanda tüm vücuda hakimiyetin oradan geldiğinin de göstergesidir.
Kafan doğru, sağlıklı, sağlam fikir ve düşüncelerle dolu olduğunda, ondan diğer organlara ve uzuvlara giden emirler, organlarının ve uzuvlarının ahenk içinde çalışmasını demektir. Buda sağlıklı var olmanın yoludur. Aksi takdirde ise vücutta aksaklıklar meydana gelir, sağlığını kaybetmeye ve hastalanmaya başlarsın. Emri veren kafadır. Hangi taşıdığın hangi yanlış inanç, yanlış düşüncen, yanlış arzun hangi organın ile ilişkiliyse o organ ya da uzuv sana sinyal göndermeye başlar. Hata sinyalleri…
Vücudun yardım çağrısı. Dışarıdan müdahale tabiki şart ve olmazsa olmazdır. Fakat sorunu içeriden yaratan kaynak inkar edilmemelidir.
Zaten kendini geliştirmenin, doğruyu aramanın, bilgilenmenin, ve zihni sadeleştirip temizlemenin ne gibi bir zararı olabilir ki, faydasından başka…
Düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız ise eylemlerimizi yönetir.
Sağlam kafa, sağlam fikirler ihtiyacımız. Gerçek besin, yaşam kaynağı budur!