ZULÜM                                                                                                                                     Zulüm,  adaletin  karşıtı olan bir kavramdır, haksızlık demektir. Adalet nasıl bir şeyi yerli yerine koymak demek ise, zülüm de bir şeyi kendi yerinden başka bir yere koymaktır. “Yüce dinimiz islam her şeyde adaleti emretmiş, zulmü ve haksızlığı yasaklamış ve zulmü büyük günahlardan saymıştır. Kuran-ı  Kerim ayetlerinde; Allah’ın zulmedenleri sevmediğini   ve zalimleri yaptıkları zülüm sebebiyle cezasız bırakmayacağı bildirilmektedir. Nitekim “Ey Peygamberim! Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak Allah onları cezalandırmayı, korkudan gözlerin dışarıya fırlayacağı bir güne erteliyor” (İbrahim, 42) İnsanların dokunulmaz hakları vardır. Bunlara dokunulması haram ve yasaktır. Haksızlık ve hırsızlıkla zimmete geçirilen mal, para, mülk ve toprak kıyamet gününde sahiplerine ödenecek ve hiç kimsenin hakkı kimsede kalmayacaktır.  Sevgili peygamberimiz (sav); “Bir kimse yemin ederek bir Müslümanın hakkını zimmetine geçirirse, Allah o kimseye cehennemi vacip kılar, cenneti haram eder buyurunca; bunun üzerine sahibi, eğer o hak değersiz bir şey ise de mi, deyince Peygamber  Efendimiz ; “isterse misvak ağacından bir dal parçası olsun” buyurdu. Allah’a iman etmiş olan bir mümin başkasına zülüm etmez. Hiç kimsenin malını haksız yere zimmetine geçirmez. Tarla, bağ ve bahçe de varislerin, komşularının hududuna tecavüz etmez. Bilir ki bir gün bu yaptıklarından Allah‘ın huzurunda sorumlu tutulacak ve üzerine aldığı kul hakları sahiplerine verilecektir.  Hadisler ışığında Sevgili Peygamberimiz(sav) bu hususta bizleri şöyle aydınlatıyor; “Bir kimse din kardeşinin iffetine yahut malına haksız olarak dokunmuş ise; altın, gümüş bulunmayan kıyamet gününden önce ondan helallik alsın. Aksi takdirde yaptığı haksızlık oranında onun iyiliklerinden alınıp, hak sahibine verilir. İyiliği yoksa veya iyiliği borcunu karşılamıyorsa, hak sahibinin günahlarından alınıp haksızlık edene yüklenir  ve böylece ödeştirilir” (Buhari)  Rabbimiz, bizleri böyle bir günden korusun. Ayrıca zalim, zulmettiği kimsenin bedduasından sakınmalıdır. Çünkü mazlumun duası ile Allah arasında duanın kabul edilmesine engel hiçbir perde yoktur” buyurmaktadır. Kişilerin mülkiyetinde olan mal ve topraktan haksız yere bir şey elde etmek nasıl büyük günah ise, kamuya ait, mal ve topraktan haksız yere bir şey almakta aynı şekilde günahtır. Çünkü bunda milletin, yetimin hakkı vardır. Müslüman hakkı olmayan bir şeyi  kime ait olursa olsun almaz ve böyle bir mala sahip olmak istemez. Çünkü bu yüktür, vebaldir.   (Kynk, diyanet.gov.tr) Kıymetli okurlar; Kimseye haksızlık etmeyelim. Kimsenin malını mülkünü haksız yere zimmetimize geçirmeyelim. Kul hakkıyla Allah’ın huzuruna varmayalım !.  Peygamberimizin bir hadis-i ile; “Zulümden sakının! Çünkü  zulüm kıyamet gününde karanlıklar olacaktır.” Selam ve dua ile...