Çorum
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,8651 %0,23
48,8064 %0,44
Ara
Kesin Karar Gündem Haçlı Seferleri'ne Farklı Bir Bakış

Haçlı Seferleri'ne Farklı Bir Bakış

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nadir Karakuş, kaleme aldığı “Haçlı Seferlerinde Casusluk ve İstihbarat” adlı eserinde, Orta Çağ'da yaşanan Haçlı Seferleri'nin sadece askeri bir mücadele olmadığını, aynı zamanda karmaşık bir istihbarat savaşı olduğunu gözler önüne sererek, bu sürecin günümüz dünyasına da önemli mesajlar verdiğini vurguladı.

Kitapta, 1095-1291 yılları arasında devam eden Haçlı Seferleri'nin ilk dönemlerinde bölgedeki Müslüman güçlerin kendi aralarındaki çekişmelerinin büyük bir gaflete yol açtığına dikkat çekiliyor. Bu iç çekişmelerin, Antakya surları önünde toplanan Haçlı ordusunun Bizans kuvvetleri sanılmasına neden olduğu ve bu durumun bölgede dört ayrı Haçlı devletinin kurulmasına zemin hazırladığı kaydediliyor.

Eserde, bu Haçlı devletçiklerinin varlıklarını istihbarata verdikleri önem sayesinde sürdürdükleri, ancak Urfa Kontluğu’nun, Zengîlerin faaliyetleri hakkında yeterli istihbarata sahip olamaması nedeniyle 1144'te ortadan kalktığı belirtiliyor.

Prof. Dr. Karakuş, Haçlılara karşı zafer kazanan Zengîler, Eyyubiler ve Memlüklerin ise istihbaratı son derece etkin bir şekilde kullandıklarını öne çıkarıyor. Eserde, Selahaddin Eyyubi’nin 1187’deki Hıttîn Zaferi ve Kudüs’ün fethi ile Sultan Baybars’ın 1268’de Antakya Prinkepsliği’ne son vermesi gibi tarihi zaferlerin arkasında güçlü istihbarat faaliyetlerinin yattığına dikkat çekiliyor.

Kadın casuslardan posta güvercinlerine, sıra dışı ajanlardan diplomatik bilgi toplayan elçilere kadar dönemin casusluk faaliyetlerini geniş bir yelpazede ele alan kitap, tarihi olayları akıcı bir dille günümüze taşıyor. Eserin ayrıca, günümüzdeki Müslüman ülkelerin parçalanmış yapısı ve İsrail’e karşı ortak hareket edememeleri gibi konulara da tarihsel bir perspektif sunarak çözüm yollarına dair çıkarımlarda bulunduğu belirtiliyor. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *