Çorum
Açık
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3148 %0,23
48,7804 %0,43
Ara

‘YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVMEK’!    

YAYINLAMA:
‘YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVMEK’!     Sevgi evrenseldir. İnsan taşı sever, toprağı sever, havayı, suyu, ağacı, çiçeği, böceği sever. İnsan sevdikçe sever... Rabbini sevdikçe, her şeyi daha çok sever. Müminler ise Allah’ı her şeyden çok severler. Allah ve peygamber sevgisi müminlerin en belirgin özellikleridir. Allah insanları sevdiği için yaratmıştır. Allah’ın sevgisini kazanmayı, en büyük hedef en büyük nimet olarak görmek gerekir. Bu sevgi her şeyin üstünde olmalıdır. Allah CC bizlere sayısız ihsanda bulunmuş, bizleri en güzel şekilde yaratmıştır. Bizlere akıl vermiş, fikir vermiş, göz, kulak, el, ayak vermiş, yiyip içmemiz için türlü türlü nimetler vermiştir. Dolayısıyla akıl sahibi bir insan bütün bunları lütfeden Allah’ı her şeyden daha çok sevmelidir. Allah sevgisi kalbe yerleşince, Allah ve Resulü ’ne itaat eder, dine hizmet etmeye gayret eder, rızasını almaya çalışır. Allah’ı sever, Allah’ın sevdiklerini de sever. Peygamberimiz bize en güzel örnektir. Onun hayatını incelediğimizde Allah sevgisinin hayatının her alanını kuşattığını görmekteyiz. Allah’ı sevmede, ona güvenme de ona itaat etmede, onu zikretme de örnek alınacak tek insandır. Peygamber Efendimiz (SAV) Allah sevgisini kazanmak isteyenler Resulü ‘ne itaat etmek zorundadır. Çünkü Allah Teala kendisine giden yolda Resul’üne itaati şart koşmuştur.  Allah’a kulluk etmenin de şartı budur. Nitekim ayeti kerime de: “De ki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âli İmran / 31)   Şüphe yok ki Allah’ı sevmek kuru laflarla olmaz, Allah’ın Resul’üne tabi olmak, onun hidayeti üzerine yaşamak ve hayatta onun nizamını gerçekleştirmekle olur. Peygamber Efendimiz bir gün ashâb-ı kiramla otururken giden birisinin ardından bir kişi Efendimize: -Ey Allah’ın Resulü!  Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum, der. Bunun üzerine Allah Resulü: -Ona sevdiğini söyledin mi, buyurur. -Hayır, der. Peygamberimiz; -Sevgini ona bildir, buyurunca hemen arkasından yetişir ve ben seni Allah için seviyorum, der. O da: -Beni kendisi için sevdiğin Allah’ta seni sevsin, karşılığını verir.  (Ebu Davut) Sevgili Peygamberimizin sünneti seniyesidir bu davranış, Peygamber ahlakıyla ahlaklanmaktır.  “Allah’ım, beni senden ötürü seven bu kulunu sen de sev “şeklindeki dua ise bir iyi niyet temennisidir. Kişinin Allah için sevip, Allah için buğz etmesi imanın zirve noktasıdır.  Allah için sevginin olduğu her hane de her müşkül hallolur, her sıkıntı eriyip biter, her gam yerini huzura bırakır. Eşler birbirini Allah için severse, birbirlerinin takvasını ve Allah korkusunu örnek alırlar. Birbirlerinin dinine olan bağlılığını, güzel ahlakını, tatlı huylarını, iç güzelliğini takdir ve taklit ederler. Bu ortamda yetişen çocuklarımız da ebeveynlerden gördüğü şekil de davranırlar. Allah CC kendisine ibadetin hemen arkasından ana-babaya saygı, sevgi ve itaati emretmektedir. Ana-babayı sevme, ilahi aşkı duyabilmenin üst basamaklarıdır. Onlara gösterilen merhamet aslında Allah’a duyulan sevgiden başka bir şey değildir. Unutmamalıyız ki ana-babamız, eşimiz ve çocuklarımız Allah’ın rahmetinin sevimli ve hoş bir hediyesidir.  Allah için sevilmeye layıktır. En değerli sevgi şüphesiz ki Allah ve resul sevgisidir. Allah’ın sevgisini kazanmayı en büyük hedef ve en büyük nimet olarak görmemiz gerekir. Ebu Hureyre’den rivayetle Peygamberimiz bir hadisinde Yüce Allah’ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: “... Kulumu sevince ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum, benden ne isterse onu mutlaka veririm. Bana sığınırsa onu korurum” (Buhari) Sevmek; fedakârlık, rahmet, şefkat, merhamet yüklü bir yürek taşımaktır. Acıyı tatlıya, hastalığı şifaya, belayı nimete, kahrı rahmete dönüştürür. Unutmayalım ki hayat çok kısa...  Peki bizler Allah’ı sevdiğimizi söylerken neyimizi feda ettik; zamanımızdan, uykumuzdan neyi Allah için terk ettik?  Ona istediği şekilde kulluk edebildik mi? Dinine, kitabına, Resul’üne itaat ettik mi, İslam’a hizmet ettik mi? Allah’ın razı olacağı bir hayatı yaşamaya gayret ettik mi? Allah’ım, bize seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi, senin sevgine yaklaştıran şeyleri sevmeyi nasip et. (Tirmizi)   Amin.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *