Memleketim Afrika

Memleketim Afrika Afrika'yı hiç ziyaret etmemiş kişilerle karşılaştığınızda, kıta hakkında yanlış ya da yanıltıcı bazı algılara sahip oldukları sıklıkla gözlemlenir. Bu yanılgılar, Afrika kültürü, tarihi ve çeşitliliğine ilişkin sınırlı bilgiden kaynaklanabilir. Kültürler arası iletişim ve etkileşimle Afrika'nın daha doğru bir şekilde anlaşılması sağlanabilir. Bu bölümde, kendi geçmişimi ve geldiğim kıtaya dair bazı iç görüler paylaşacağım. Afrika'dan, Afrika'nın batı kesiminde yer alan Ülke olan Gambiya’dan sizleri selamlıyorum. Yaygın bir yanılgı, Afrika'nın tek, birleşik bir ülke olduğu yönündedir. Ancak Afrika, 54 ayrı ülkeden oluşan bir kıtadır. Bu ülkelerin her biri siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, din, dil bakımından birbirinden farklılık göstermektedir. Bu özellikleri Afrika’yı gerçekten farklı ve çok yönlü bir kıta haline getirmektedir. Afrika, siyah renk insanların yaşadığı bir kıta olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, siyahi insanların yaşadığı birlikten daha fazlasıdır. Asya'dan sonra dünyanın ikinci en büyük ve en kalabalık ikinci kıtasıdır. Afrika kıtası genel olarak beş bölgeye ayrılabilir: Kuzey Afrika, Batı Afrika, Doğu Afrika, Orta Afrika ve Güney Afrika. Afrika'da yerel olarak konuşulan dillerin sayısının 1.250 ila 2.100 arasında olduğu tahmin ediliyor ve bazı hesaplamalara göre, dil ve lehçe sınıflandırmasına bağlı olarak bu sayının 3.000'i bile geçebileceğini öne sürülüyor. Tüm Afrikalıların sırf Afrikalı oldukları için birleşik bir kültürü paylaştığına dair yaygın bir yanlış kanı var. Kıtadaki her ülkenin kendine özgü kültürel uygulamaları olduğu için, Afrika kültür açısından inanılmaz derecede çeşitlidir. Ayrıca, her ülke içinde, farklı etnik grupların bağlı oldukları kendilerine özgü kültürel inançları vardır. Bu kültürel farklılıklar, giyim, vücut yapıları, geleneksel işaretler, yiyecekler ve diğer kabile gelenekleri gibi çeşitli yönlerden gözlemlenebilir. Kıtanın doğal kaynakları boldur ve her ülkenin hükümetlerinin aktif olarak sürdürdüğü kendine özgü ekonomik faaliyetleri vardır. Önemli miktarda yardımın Afrika'daki çeşitli ülkelere yönlendirildiği doğru olsa da, vatandaşlarının refahını artırmak için tüm ulusların bu desteğe bağlı olmadığını kabul etmek çok önemlidir. Afrika genellikle haksız yere yoksulluğun vurduğu, yozlaşmış ve savaşın parçaladığı bir kıta olarak nitelendirilir. Bununla birlikte, bu tasvir, önemli siyasi, sosyal ve ekonomik farklılıklara sahip geniş ve çeşitli bir bölgenin yanlış bir şekilde basitleştirilmesidir. Afrika ülkeleri barışçıl ve çok misafirperverdir. Afrika'yı kapsamlı bir şekilde anlamak için doğrudan Afrikalılara sormanızı öneririm. Onlarla anlamlı bir şekilde etkileşime geçmek için gerekli yaklaşım, "Lütfen ülkeniz hakkında bilgi paylaşır mısınız?" sorusunu sormaktır. Haftaya görüşmek üzere.