Küçük Bir Fark
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor, bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız? der.
Adam, anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.
Hayır, der doktor, normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Akıl, bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır.
Delilik başka bir konu. Yani ben öyle düşünüyorum. Beynin farklı bir şekilde çalışması, başına buyruk ve gerçeklik diye düşündüğümüz şeyden kopuk…
Kime göre ve neye göre. Tabi ki çoğunluğa.
Bu hikaye ise söz edilen sanırım akılsızlık. Olanı kullanmamayı bırakmak veya hiç kullanmamak.
Bir söylentiye göre zaten insanlar, beyninin en fazla yüzde onunu kullanıyormuş. Ve bunu yapan kişi sayısı parmakla sayılacak kadar da azmış. Geri kalan insanlar ise sadece yüzde üçüyle hayatını geçiriyormuş. Doğru mu, nerden bileceğiz? Ama ben inandım.
Çünkü kısıtlı yaşıyoruz.
Vizyon yeteneğimiz çok az.
Karar alma mekanizmanız çok yavaş çalışıyor.
Yenilikçi değiliz.
Çözümden çok sorun odaklıyız.
Yoksa sadece ben öyleyim de dünyanın geri kalanını da öyle mi sanıyorum. Bu da olabilir.
Beyninin yüzde onunu kullandığı iddia edilen Albert Einstein şöyle demiş;
Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
Öyleyse bugün farklı şeyler yapmaya niyetleniyorum.
Ben bugün yapacağım tüm şeyleri, ezbere değil de sanki ilk kez yapıyormuşum gibi üzerinde düşünerek yapacağım. Günümü çok daha güzel ve kendime faydalı şekilde geçirmem için neler mümkün önce bir planlayacağım.
Bugünün bana verilmiş bir hediye olduğunu düşünecek, bu zaman dilimini hoyratça harcamayacağım.
Sonrası içinse, daha geniş düşünerek, hayatımın bütünü için neler yapabileceğime bakacağım.
Elinizde ki malzemeyi küçümsemeyin, dünyayı kurtarmak gibi bir görev üstlenmediniz ya da çok önemli olduğunu düşündüğünüz bir işte çalışmıyorsunuz belki. Belki de hiç çalışmıyorsunuz ama her ne yapıyorsanız en güzel şekilde yapmak doğrusu.
Belki beyin böyle küçük adımlar atarak gelişiyordur.
Ben deneyeceğim. Konu bu kadar basit değilse de farklı bir şey denemiş olurum, ne dersiniz?
Bana katılır mısınız?