Devredilebilir Yapılaşma Hakları
Devredilebilir Yapılaşma Hakları (Transferable Development Rights) kavramı madencilik sektöründe, maden kaynağının yer aldığı toprağın sahiplerinin o toprakta var olduğu kabul edilen maden rezerv miktarı üzerinden yaptıkları anlaşmalardan esinlenerek planlamaya koruma ve toprak mülkiyetini sınırlama amacıyla getirilmiştir.
Devredilebilir Yapılanma Haklarının ( DYH) temelinde toprağın özel mal olmaktan çok toplumsal kaynak olduğu kabulü yer almaktadır. Bu nedenle, toprağın kullanılmasını düzenleyen mevzuatın yukarıdan aşağıya, toprak sahibi ya da kentsel yapılaşma girişimcisinin toplumsal yarara yönelik garantilerinin ise aşağıdan yukarıya doğru düzenlenerek hakların sınırlandırılması gerektiği tezini savunanlarca Devredilebilir Yapılaşma Hakları geliştirilmiştir.
Devredilebilir Yapılaşma Hakları, mülk sahipleri planlarla tanımlanmış ve yapılan zamanlamaya uygun bir biçimde sahip oldukları yapılaşma haklarından, çevre koruma, gelişme vb. genel amaçlar doğrultusunda vazgeçtiklerini garanti etmeleri anlamındadır. Devredilebilir Yapılaşma Hakları uygulamaları zaman ve mekân boyutu dikkatlice planlanmış zon planları ile işlerlik kazanabilmektedir. Bu yöntem kamulaştırma yapmaksızın kent için ihtiyaç duyulan alanların kazanılması amacıyla, boşaltılması düşünülen zonlara mevcut haklarının altında hak veren plan kararları üretip, bu bölgeleri DYH kapsamına almakla ve eş zamanlı olarak DYH’nın kullanılabileceği gelişme zonlarını tanımak yolu ile uygulanmaktadır.
DYH kullanılabilir gelişme alanlarına bu hakkı kullanmaksızın belirli bir yapılaşma sınırları getirip, bu hakları satın aldıkları taktirde erişebilecekleri üst sınırları da belirleyen ikili yapılaşma kararı getirilmektedir. Bu durumda üst sınırdan yapılaşma haklarını kullanmak isteyenlerle, DYH sahibi olanlar arasında kendiliğinden kurulan ilişkilerle, DYH’nı satanların alanı boşaltılmış olmaktadır. Devredilebilir Yapılaşma Haklarının satılması halinde, mülk sahibinin o parsel üzerinde hiçbir hak iddiası kalmayacağından, kamulaştırma yapılmaksızın anılan bölgenin kamu eline geçmesi sağlanmaktadır