Daha İyi Ne Olabilirdi Ki?

Hepimizin heyecanla beklediği gün geride kaldı ve o gün birçoğumuzun istediği gibi geçti. Kulüp; şehrin maça olan ilgisinden, şehir takımdan, teknik direktör takımdan, takım da oynanan futboldan oldukça memnundu. Daha iyi ne olabilirdi diye zorlasak belki söylenecek tek şey 1-0’dan sonra da daha ofansif daha erken farkı açan bir oyun olabilirdi ama sezonun ilk maçı için bu kadar zorlamaya da gerek yok. Zaten rakip belki de şampiyonluk yolumuzdaki en büyük takımlardan biri olacak gibi görünüyor. Sezonun ilk haftasında bu kadar değişimin olduğu bir takımda bunlar oldukça olağan şeyler. Çorum Şehir Stadyumunda oluşan bu atmosfer ve bu skor rakiplere de güçlü bir mesaj oldu diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra özellik ile ikinci golün sevincin de oluşan ortam takımdaşlığın da üst seviyelerde olduğu izlenimi verdi. İkinci golün sevincindeki coşku ve birliktelik gözümün önüne geldikçe, yüzüm gülüyor. Dilerim tüm sezon bu şekilde devam eder.
Teşekkürü İhmal Etmeyim
Bu tribünler Arca Çorum FK’nin 2.ligden şampiyon olarak yükseldiği 2022-2023 sezonu da dahil dört haydi bilemedim beşinci kez bu denli doluyor. Tribünlerin dolduğu diğer maçlar ile bu maçı ayıran ciddi bir fark var. Diğer maçlar sezonun sonundaki iddialı, final niteliğindeki maçlardı. Bu maç ise sezonun henüz ilk maçı! Bu, yakın tarihteki Arca Çorum FK tarihinde ilk kez yaşanıyor. Demek ki bazı bu kez bazı şeyler doğru yapıldı. O yüzden teşekkürümüzü de edelim. Teşekkürler Arca Savunma!
Sahiplendiği kulübü şu ana kadar güzel yönetmeyi başardı. Hedefini vaktinde ve net bir şekilde koydu uyguladı. Yaptığı transferler ve Çorum halkına yönelik jestleri ile şehri havaya soktu. Pazar günü birçok insana Arca Çorum FK forması giydirmeyi başarıp stadyumu doldurdu.
“Acaba Haksız Mıyım?” Dedirtti
Arca’nın eleştirdiğim tek konu olan teknik direktör seçimindeki kıstas (İkili arasındaki anlaşma Arca ile Tahsin Tam arasındaki güçlü dostluk olarak açıklanmıştı) ise bana “Acaba haksız mıyım?” dedirtti çünkü Tahsin Tam’ın gerek perşembe günü düzenlediği ayaküstü basın toplantısında söyledikleri gerekse pazar günkü sahadaki futbolu beni mutlu etti.
Ne demek istediğimi perşembe günkü basın toplantısından başlayarak anlatmak istiyorum. Antrenman öncesi kısa bir süre basının karşısına çıkan Tahsin Tam, kurduğu iletişim ve söylemleri ile bu işin üstesinden gelebileceğinin sinyallerini verdi.
Sözleri De Eylemleri De ‘Şampiyon’ Gibi
Tam, toplantıda güleryüzü ve net cümleleri ile şampiyon bir takımın teknik patronu gibi konuştu. Herkesin yapması gereken her şeyi yaptığını ve sıranın kendisinde olduğu söyledi. Bir ara basın mensuplarının ağızından “sakatlık” eksikler” gibi kelimeler çıktı. "Bu takımın eksiği olamaz, öyle bir kadro” dedi. “Evet, eksiğimiz var” da diyebilirdi. 3’üncü kalecisi durumundaki Ahmet Sait Kıvanç ile maça çıkacak olmasına rağmen bahanelerin arkasına sığınmayacağını gösterdi. Zaten bu tavrı takıma da yansıtmış olmalı ki Ahmet gerçekten güzel bir maç çıkardı.
Kısacası Tahsin Tam'ın bu tavrı şampiyonluk yolunda olması gereken bir tavır ve o da öyle yaptı.
Amed SF maçında ise perşembe günkü basın toplantısındaki söylemlerinin aksini düşündürecek gözlemler edinemedim. Sözleri ile eylemleri uyuştu. Oyuna yaptığı vaktinde müdahaleler ve tercihleri benim futbol bilgim ile çelişmedi. Neticede rakibine düşük gol beklentisi vererek maçı kazanmayı başardı.
Maç sonundaki basın toplantısındaki açıklamaları da gayet makuldu. Kendi gücünün farkında, rakibine saygı duyan, polemikten uzak bir görüntü çizdi.
Sonuç olarak sezona her dinamiğin tıkır tıkır işlediği bir açılış yaptık. Hedefin gerçekleşmesi açısından önemli bir şeydi ama unutmamak lazım ki rehavet en büyük düşman. Kulüp şehirle, şehir takımla, takım oyunu ile bu şekilde devam etmeli.

Eksik Olan Bir Parça Tamamlandı
Son olarak; 20 Mayıs 2025 tarihli köşe yazımda Kırmızı-Siyahlı taraftarın bir marşının, bestesinin olmaması hayretle karşıladığımı yazıp eleştirmiştim. Geçtiğimiz günlerde kulüp için yapılan üç ayrı bestenin duyurulmasına ayrı, bunu seslendiren kişinin Türkiye’nin en güvenilir isimlerinden biri olan Haluk Levent’in olmasına apayrı sevindim. Üç besteyi de ayrı ayrı sevdim. Dilerim taraftar da bu besteleri ezberler ve hep bir ağızdan söylemeyi başarır. Böylelikle gerek maç önü atmosfer gerekse maç sonundaki galibiyet sevinçleri bir şeye benzer. Bu konuda emeği geçenlere de teşekkür ederim.