Çorum
Hafif yağmur
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,9882 %0,23
48,6307 %0,44
Ara

Sınanmamışlığın Kibri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Henüz fırtına görmemiş bir geminin direği her rüzgârda mağrur durur. Ben de zaman zaman böyle gemilere benzediğimi fark ediyorum. Hayat, beni sınamadığında kendimi güçlü sanıyorum. Halbuki insanın dayanıklılığı, sessiz limanlarda değil, azgın dalgalarla ölçülür.
Bazen kendimi camdan yapılmış bir kulede buluyorum. Dışarıdaki rüzgârı görüyor ama hissetmiyorum. Yağmur camı dövüyor, ben ıslanmıyorum. Ve bu kuru hâlimi olgunluk sanıyorum. Oysa henüz rüzgârın yönünü bile bilmiyorum. İşte sınanmamışlığın kibri tam da burada başlıyor. Dokunulmamış olmanın verdiği sahte bir bilgelikte.
Kendini hiç kaybetmemiş birinin “dirayet”ten bahsetmesi kolaydır. Başına gelmemiş bir acının ağırlığı üzerine hüküm vermek de öyle. Sınanmamışlık, sanki bir tür kusursuzluk yanılsaması yaratır. Kırılmamış bir kalp, başkalarının kırıklarını anlamakta zorlanır. O yüzden bazen alçakgönüllülüğün en saf hâli, “Ben de henüz denemedim” diyebilmekte gizlidir.
Kibir, çoğu zaman bilgiyle değil, dokunulmamışlıkla beslenir. Yoksulluk görmemişin cömertliği, hastalık tatmamışın şükrü, kayıp yaşamamışın sabrı hep teoriktir. Ben de fark ediyorum ki yaşamadığım acılara uzaktan akıl verirken aslında kendi boşluğuma sesleniyorum.
İnsan, sınanmadığı konuda sessiz kalmayı öğrenmeli. Çünkü sınanmamışlık, bir imtiyaz değil, geçici bir muafiyettir. Gün gelir, herkesin sırası gelir. Ve o gün geldiğinde, bütün o yüksekten bakan sözler, insanın dilinde acı bir yankıya dönüşür.
Bence olgunluk, sınanmayı beklemeden tevazu gösterebilmektir. Çünkü fırtına gelmeden direği eğmek, gemiyi batırmaz, aksine dalgalarla dans etmeyi öğretir.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *